Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dünya Sosyologlar Derneği (DUSODER)’in Instagram canlı yayının konuğu oldu. Prof. Dr. Nevzat Tarhan , “Sosyal Değişimlerin Birey Psikolojisi Üzerine Etkileri” başlığında önemli değerlendirmelerde bulundu.
İnsan bağlamında özgürlüğü değerlendiren Tarhan, özgürlük insanın psikolojik doğasında olan bir şey. İnsanın iç dürtülerini incelediğimiz zaman insanın sınırsız özgür olmak isteyen bir doğada yaratılmış. Özgürlük beklentisi insanlık tarihinde bu kadar çok olmamıştır. Örneğin Amerika’daki ırkçılık. Amerika’da binlerce sosyolog ve üniversite var ama bunu önleyemediler.” dedi.
“Özgürlük beklentisi insanlık tarihinden bu kadar çok olmamıştır”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan evrenin düzenden düzensizliğe doğru hızlı bir şekilde gittiğini söyledi. Tarhan, “Evren düzenden düzensizliğe doğru gidiyor. Entropi yükseldikçe düzensizlik artıyor. Bunun gibi iyilik ve kötülük arasında da entropik bir denge var. Zıtların dinamik dengesi. Yani kötülük iyiliğin olmamasıdır, sıcak soğuğun olmamasıdır. Toplum insanlardan iyi hareketler yapmasını beklemedikçe insanlar iyilik yapmıyor. Bu aynı şekilde sosyoloji içinde geçerli. Kapitalizm bu yüzden tutmadı. Kapitalizmin insanın doğasına aykırı olduğu buradan çıktı. Aynı liberalizmden hareketle ortaya çıktığı için insanlar kendiliğinden kötülük yapmazlar tarzında açgözlü, doyumsuz, hırslı bir şekilde yayıldı. Bu sefer de buna tepki olarak ortaya komünizm çıktı.
Dünyayı tek ideoloji haline, tek sisteme doğru götürerek kendi sistemini dünyanın tek sistemi yapılmak için plan yapıldı. Sosyolojik değişiklikleri bireyi değiştirerek kullanmak istediler. Fakat bu öyle bir çağ ki bireyselleşme bu çağın en önemli doğrusu. Özgürlük insanın psikolojik doğasında olan bir şey. İnsanın iç dürtülerini incelediğimiz zaman insanın sınırsız özgür olmak isteyen bir doğada yaratılmış. Özgürlük beklentisi insanlık tarihinde bu kadar çok olmamıştır. Örnek Amerika’daki ırkçılık. Amerika’da binlerce sosyolog ve üniversite var ama bunu önleyemediler.” dedi.
İnsan kendiliğinden sorumlu davranmıyor!
Özgürlükle sorumluluğun bir arada insanlara verilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “İnsan sosyal bir varlıktır. 21. yy becerilerinden biri de sosyal becerileri öğrenmektir. Özgür ol, zincirleri kır, duvarları yık, hayatını yaşa diyen liberal öğreti şu anda evet özgürsün ama aynı zamanda da sorumlusun diyor. Topluma, ailene, doğaya ve hayata karşı sorumlusun. Sorumsuzluk özgürlük değildir. İnsanın içerisinde sorumsuz olmadan özgür olma duygusu vardır ama bunu yaşayınca öğrenir. Bir insandan sorumlu davranmasını beklemedikçe kendiliğinden sorumlu davranamıyor. Bu nedenle insanı kendi haline bırakırsan ondan beklemeden o insan acımasız bir zalim ve kendi çıkarı için başkalarını yutan biri haline gelebilir. Özgürlüğün sorumlulukla dengelenmesi ve bunun insanlara küçük yaştan itibaren öğretilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Birey olduğumuzu unutmadan bir takımın parçası olacağız”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Özgürlük başkasına zarar vermeyen bir özgürlük olmalı. Bir denge içerisinde olması gerekir. Bu denge içerisinde insan terazinin bir kefesini kaydırdı. Zaman içerisinde tekrar bulacak. Bu da sosyal etkileşimlerle oluyor çünkü insan ilişkisel bir varlık. Tek başına yaşamaya göre insan bir birey. İnsanın birey olması, bir takımın parçası olması önemlidir. Ama önce birey olduğumuzu unutmadan bir takımın parçası olacağız.” dedi.
“Dijital diktatörlüğe karşı dijital çoğulculuk yapmak gerekiyor”
Tarhan, “Sosyolojik değişim bundan sonra dijital yolla olacak.” Dedi ve sözlerine şöyle devam etti; “Elinde güç olanlar dünyayı tek kültürlü yapmak istiyor. Buna karşı sosyolojiyi bekleyen en büyük tehlike dijital diktatörlük. Küresel güç odakları şu anda Big Data’ya sahip olmak istiyor. Bill Gates’in vakıf kurup Afrikalılara yardım ettiği söyleniyor. Bunlar tamamen sahte, tamamen rol. Bütün dünyayı Big Data ile yönetecekler, para hareketlerini yönetecekler, sosyal hareketleri, ekonomik hareketleri her şeyi yönetmek istiyorlar. Buna karşı insanlık artık gelişti. Dijital diktatörlüğe karşı dijital çoğulculuk yapmak gerekiyor. Şu anda yapılacak en büyük yatırım dijital platformlar kurmaktır. Türkiye bundan geç kaldı. Hala Türkiye’nin kendi veri tabanını oluşturması gerekiyor. Bunun için geç değil. Süper birkaç tane genç, birkaç süper bilgisayar süper işler yapar emin olun.
“Sosyal medyadan korkmayalım, onu yanlış kullanmaktan korkalım”
Son olarak sosyal medya için ‘İyi ki var’ diyen Tarhan, Teknolojinin kendisi bizatihi tarafsız. Cep telefonu gibi, giydiğimiz ayakkabı gibi birer araçtır. Ama biz bunları amaç değil ama olarak görürsek sosyal medyanın kölesi oluruz. Biz sosyal medyanın nesnesi değil öznesi olacağız. Sosyal medyanın öznesi olursak sosyal medya bize binek olur. Onun için sosyal medyadan korkmayalım, onu yanlış kullanmaktan korkalım. Kendimizi eğitmemiz gerekiyor. Kendinin lideri olmayan başkasını yönetip etki edemez.” ifadelerini kullandı.
Okunma : 1985
ÜHA