İnsanın en temel duygularından biri olan öfkenin tehlikelerden korunmak için ortaya çıktığını ifade eden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kronik öfkenin önemli sağlık sorunlarına davetiye çıkardığını belirtiyor. Öfke kontrolünün önemli, öfkeye yangın modeliyle yaklaşılmasını tavsiye eden Tarhan, her zaman, asla ve kesinlikle kelimelerinin ise öfke doğuran kelimeler olduğunun altını çiziyor. Tarhan, öfke anının en güzel ilacının da erteleme duygusu olduğunu söylüyor.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, öfke kontrolü ve öfke kontrol bozukluğuna dair değerlendirmelerde bulundu.
Neden öfkeleniriz?
Öfkenin fizyolojik bir duygu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Öfke duygusu, yaşam kalım süresince tehlikeleri kendinden uzaklaştırmak için genetik olarak insanda var olan bir duygu. Öfke, insanın zararlı gördüğü unsurları kendisinden uzaklaştırmak için psikolojik bir sınır koyma davranışıdır. İnsana gelişimsel olarak baktığımızda mesela bir anne çocuklarını tehdit eden durumlara karşı öfkelidir. Fizyolojiktir. Bu temel bir duygudur. İnsan öfkeye anlam yüklediği için öfkeyi yönetemiyor. Biz öfkeyi yok etmeyi değil, öfkeyi kontrol altına alma eğitimleri yaparız” dedi.
Kronik öfke sağlık sorunlarına yol açabilir
Kişi öfkelendiği zaman vücutta enerji hormonları salgılandığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu hormonlar salgılanınca insan kendini güçlü hissediyor. Erotizm mesela erkekler genelde haz verici olarak düşünüyor. Aslında erotizm oradaki kişinin kendini güçlü hissetmesidir. Öfke de böyledir. Kişi öfkelendiği zaman kendini güçlü hisseder. Kısa süreli öfke kişiyi tehlikeden korur. Ama kronik öfkede damar direnci artıyor, mide bağırsak etkileniyor, bağırsak sistemini çökertiyor, uyuyan kanser ortaya çıkıyor. Çoğu hastalığın altında bastırılmış öfke vardır. Öfke nükleer enerji gibidir. Yok etmek bir yaklaşım değil” dedi.
Narsistik kişiler çok öfkelenir
Öfke kontrolünde herkesin bir eşiği olduğunu, erkeklerde ve kadınlarda faklı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadınlar mesela çocukları ile ilgili konularda daha çok öfkelenir. Bir eczacı hastam vardı. Sabah kalkınca diş macununa öfkelenen, domatesin büyük doğranmasına öfkelenen bir insandı. Gizli depresyonun sürüklediği bir öfke durumu. İlaç verdik, 6 ay sonra ilacı bırakmış. ‘Öfkelenmeyince kendimi kadın gibi hissediyorum’ dedi. Kişi öfkeyle güç sahibi olduğunu düşünüyor. Kişinin kendini tanıması öfke yönetiminde çok önemli. Narsistik kişiler çok öfkelenir. Kendilerini çok önemli görürler ve bir eleştiri aldıklarında hemen karşı tarafı suçlar ve altında art niyet ararlar. Narsistik kişiler bu yüzden yalnız kalır. Öfkenin sebebini bulmak gerekiyor. Hangi kişilik yapısında olursa olsun kişiye öfke yönetimini öğretmek gerekiyor” diye konuştu.
Öfkeyi iyi analiz etmek önemlidir
Öfke kontrol bozukluklarının beyindeki kimyasal nedenlerden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Paranoid şizofrenide, bipolar bozuklukta da karşımıza çıkar. Kişi öfkeden beslenir, bu kişi bipolardır. Antisosyal kişilerde de bu çok fazla görülmektedir. Toplum normlarına uymayan kişilerde de görülebilir. Öfke durumlarında öfkeyi analiz edebilmek ilk şarttır. Bazı durumlar, herkesi öfkelendirir. Mesale genelleme… Öfke doğuran kelimeler de vardır. Her zaman, asla, kesinlikle. ‘Sen asla bir baltaya sap olamazsın’ denen bir çocukta öfke görülmesi doğaldır. Bizim karşımıza çok çıkar mesela gençlerde ve çocuklarda. Aşağılanan çocuklar anne babasını sorgulamaya başlıyor. Aslında öz anne babası ama duygu aktarımı yapamıyorlar. Bu kelimeler basit kelimeler ama kişide kurşun etkisi oluşturuyor. Ruhu yaralayarak öfke uyandırır” dedi.
Öfkeye yangın modeliyle yaklaşılmalı
İnsanın öfkesini nasıl yönetmesi gerektiğini öğrenmesi gerektiğini kaydeden Dr. Nevzat Tarhan, “Başkasının öfkesini düzeltmek her zaman daha zordur. Öfkelendiğiniz zaman kendinize ‘Hangi düzenim bozuldu?’ diye sormamız lazım. Öfkeye yangın modeliyle yaklaşmamız lazım. Bir yangın çıktığında önce söndürülür, sonra soğutulur sonra nedeni araştırılır. Öfke de aynı şekilde, öfke anında en güzel ilaç ertelemek duygusudur. Kendi öfkemizi önce söndüreceğiz, sonra soğutacağız sonra da neden diye düşüneceğiz kendimiz için. Kanuni Sultan Süleyman kendi kendine karar vermiş. Öfkeliyken karar vermeyeceğim diye. Öfkeli anlarda karar vermeme duygusunu hepimizin şiar edinmesi lazım” diye konuştu.
Öfke savaş hormonudur
Öfke konusunda karanlığın beş atlısı denilen duygular olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bunlar kin, öfke, nefret, kıskançlık ve düşmanlık duygularıdır. Bu duygular beynimizde uyandığı zaman bununla ilgili çeşitli karışımlar ortaya çıkar. Öfke esnasında da adrenalin noradrenalin salgılanıyor. Öfke de savaş hormonudur. Savaş hormonu tansiyonu yükseltir, kasları gerer göz bebekleri büyür. Kaç hormonunda da kişinin tansiyonu düşer ve bayılır. Bir de dopamin salgılanır. Dopaminin de iki özelliği vardır. Bazı uyarıcı maddelerde de dopamin salgılanıyor. Dopamin bir noktaya odaklanmayı sağlar. Öfkelenen kimse bazen konuya müthiş odaklanır. Ama konuya odaklanıp haz aldığı için devam ettirir. Bazen de sarhoş etkisi olur. Böylece bu kişiler öfkeye bağımlı hale gelir. Öfke beyinde asit özellikli kimyasallar salgılıyor. Birkaç saat olursa sempatik aktivasyon oluyor. Seratonin de aşırı salgılanıyor” dedi.
Öfkenin haz verici özelliği de olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Akut öfkede genellikle diyafram egzersizi vücudu rahatlatır. Diyafram solunumu almak önemli. Öfke esnasında kişinin derin nefes alması çok önemli. Ağızdan alıp burundan verecek. Bütün kasları gevşeterek öfkeyi rahatlatıcı etkisi vardır. Öfke anında 10’a kadar sayarsak ve sonra karar verirsek daha sağlıklı olur. Ama en önemlisi ertelemek, konuyu veya ortamı değiştirmektir” dedi.
Okunma : 7170
ÜHA