Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu hafta köşe yazısında Hipnozun Travmaların çözümündeki etkisini kaleme aldı:
Hipnoz psikiyatride bir yardımcı tedavi tekniği olarak kullanılmaktadır. Özellikle travmatik yaşam olaylarında travmanın çözülmesinde hipnozdan yararlanılmaktadır. Hipnoz beyinde farklı bilinç durumu oluşturarak kişinin çözülmemiş travmalarını çözülmüş hale getirmeye yardımcı oluyor. Beyinde volkan gibi duran travmalar vardır. Hipnoz o travmaları aktif halde ortaya çıkartıyor, aktif halde müdahale ediyor ve onu doğru şekilde iyileştirir.
Hipnoz tıpta özellikle psikiyatride bir yardımcı tedavi tekniği olarak kullanılmaktadır. Hipnoz bir psikoterapi tekniği gibi kullanılmaktadır. Hipnoz farklı bilinç durumudur. Bu bilimsel tanımdır. Kişi normalde bilinç durumunu kendisi değiştirerek bilinçaltı denetimini geçici olarak başkasına veriyor. Hipnoza girdiği zaman bilinç denetimini başka kişiye veriyor, bu kişi de onun korkularını, kaygılarını, endişelerini, düşünce bozukluklarını düzeltiyor. Hipnoterapistin hastayı iyi tanıması lazım. Hastanın korkularını bilecek, nelerin düzelmesi gerektiğini bilecek. Onu tanıdıktan sonra hipnotik derinliğe soktuktan sonra telkinlere başlıyor ve bunu ihtiyaca göre seanslara bölüyor.
Hipnozu yapan kişiye güvenilmesi gerekiyor
Hipnozu anlamak için hipnoza girişin dört aşamasını bilmek gerekmektedir. Hipnozda birinci aşamada kişinin zihinsel olarak hipnotiste güvenmesi gerekiyor. Ona teslim olması lazım. Bir kimse karşıdaki hipnotiste tam teslim olmazsa, güvenmezse kesinlikle hipnoza giremez. Tamamen ona inanıp, teslim olup, güvenip, kendini bırakması gereklidir. Birinci şartı budur. Hipnoz kesinlikle zorla yapılamaz. Filmlerde vardır ya asansörde karşılaşır. Hokus pokus hipnoz yapar ve ona bir şey yaptırır. Öyle bir şey yoktur.
Hipnozda bazı ilaçlar kullanılıyor
Hipnozda bazı ilaçlar ve kimyasallar kullanılmaktadır. Narkoanalizler, hipnoanalizler var. Narkohipnoanaliz var. Bu anestezide de kullanılan ilaçlar var. Onu eşik altı dozda veriyoruz, kişi uyumuyor. Anestezide uyku dozunda veriliyor. Hipnozda uyanıklık dozunda veriliyor. Öyle olunca kişinin bilinçli denetimi zayıflıyor, kişinin bastırdığı duygular, korkuları ortaya çıkıyor ve anlatmaya başlıyor. Bu durum zaman zaman anestezide de görülüyor. Anesteziden uyanırken kişi en çok önem verdiği, en çok endişe ettiği konuları sayıklamaya başlar. Orada aslında bilinç denetimi zayıflıyor.
Hipnoz kimyasallarla, klasik hipnozun ise telkinle yapılmaktadır. Telkinle o kişinin talep ettiği konularda ona yardımcı oluruz. Bazı durumlarda gösteri sanatı olarak hipnozu kullanıyorlar. Hipnozu merak eden, istekli olan kişilerin vücudunu kaskatı yapıyorlar. Bütün vücudun kasılacak diyor kaskatı yapıyorlar. İki sandalye arasında üstte köprü gibi duruyor ve bu yaptırılıyor.
Birinci aşama dikkati tedaviye odaklamak, ikinci aşama gevşeyebilmek, üçüncü aşama bilinçli uykuya geçmek dördüncüsü derin hipnoza geçiştir.
Kişi dördüncü aşamaya geldiği zaman denetimi hipnotiste vermiş oluyor. Hipnoz bu aşamada artık kişiyi çocukluk dönemine kadar indirmiştir. ‘Çocukluğuna indin, çocukluk günlerini yaşıyorsun, şu anda annen yanında, huzurlu bir şekilde oynuyorsun’ denildiği zaman kişi ortaya emzik koyarsanız emziği alıyor, çocuk gibi emmeye başlıyor. Aynı çocukluk dönemine döndürebiliyorsunuz.
Çözülmemiş travmayı çözmekte yararlanılıyor
Hipnoz tekniği, bazı travmatik olaylarda çözülmemiş travmayı çözmekte kullanılmaktadır. Bu nedenle hipnoz tedavisinde ilk başta kişinin inanması gerekiyor. İkinci aşamada kişinin hipnotiste odaklanmasını sağlıyoruz. Terapide sözel telkini kullanıyoruz. ‘Bütün dikkatini bana ver’ diyoruz. Genellikle ben hastanın sağ parmağının tırnağına baktırarak hipnoze olmasını sağlarım. Hipnozda göz hareketleriyle sağlanan bir tedavi var. Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma metodu diye geçiyor. Bu aslında hipnoza çok benziyor. Hipnozda da dönen bir obje vardır. Siyah beyaz döndürdüğün zaman içine çekiyor gibi hissettirir, böyle döner. Özellikle Uzakdoğu’nun amblemi vardı. O da hipnoz yapar. Kişi ona baktığı zaman gözleri sabitleştirmek ve sarkaç gibi bir şeyle hareket ettirdiğin zaman kişi hipnoza daha kolay giriyor. Göz hareketleri kolaylaştırıyor. Onun için kullanılan bir yöntemdir.
Kişinin hipnoza girdiği nasıl anlaşılır?
Kişinin hipnoza girip girmediğini nasıl anlaşılır? Hastanın sağ koluna bir balon bağladım. Balon yükseliyor, yükseliyor. ‘Yukarı doğru çıkacak, kolun yukarıya doğru yükselecek. Sen hiçbir şey duymayacaksın, tamamen rahatladın, ferahladın. Huzur içinde uyuyorsun ama kolun yavaş yavaş yükselecek’ diyorsun. Kişinin kolu hipnozla gözler kapalı yukarı kalkmaya başlar. O zaman bu bizim hipnoza girdiğimizin ölçüsü oluyor. Ona yavaş yavaş ‘Kolun eski yerine gelecek’ deriz ve kolu geri iner. Ondan sonra ise terapi kısmına geçilir. Burada bazen kişilerde daha agresif bir metot uygulanır. O metotta da kolunun elinin üzeri uyuştu, ‘Hiçbir şey duymayacaksın, tamamen narkoz etkisiyle hiçbir his hissetmeyeceksin’ diyerek iğne batırıyorsun ve kişi hiç duymuyor. Daha sonra uyandığı zaman koluna ne oldu diye soruyoruz, ‘Kolum istemeden kalktı’ diyor çünkü bilinçli denetimini hipnotiste vermiş. Bu hipnozda derinleştiğini gösteriyor.
Seansın sonunda hastaya ‘Şu anda tamamen ferahladın, rahatladın artık yavaş yavaş seansın sonuna geldik. Korkulacak hiçbir şey olmadığını gördün’ şeklinde söylenerek hasta uyandırılmaktadır. Parmak şıklatma hareketi de o kişiye öğretiliyor. ‘Parmak şıklatıldığı zaman hemen uyanacaksın’ deniyor ve hasta parmak şıklattıktan sonra hemen uyanıyor. Otohipnoz vardır. Kişi kendi kendine bunu öğrenir. Avucuna bir anahtar alır, onu sıktığı zaman gözünü kapatır. Kendi kendine hipnoza girip kendi kendine telkinlerde bulunabilir. Kişi bunu otomatik öğrenirse artık otomatik bir şeye morali bozuldu mu, kendini iyi hissetmediği zaman hemen otohipnoz yapıp kendini gevşetip, rahatlatıp meditasyon gibi yapıp ondan sonra tekrar uyanıp işine devam edebilir.
Hipnozda uyanamama söz konusu değildir
Hipnozda uyanamama durumunun söz konusu değildir. Kişiyi kendi kendine bıraksan bile en fazla çok derin uyur, daha sonra uyanır.
Bilinçaltı yerine örtülü bellek kavramı artık daha çok kullanılıyor. Örtülü bellek de bizim bilinçaltı dediğimiz şey, çok önemli bir keşif aslında. Onun nörobilimde bir karşılığı olduğu anlaşıldı. Bilinçaltının nörobilimdeki karşılığı örtülü bellek yani kişi örtülü bellekte birçok şeyi kaydediyor fakat unutuyor. Hatırlamıyor onu. Hipnoz örtülü bellekteki bilgileri ortaya çıkartıyor. Bugüne getiriyor, çözüyor tekrar yeni haliyle koyuyor. Kişilerin travması düzelmiş oluyor. Onun için travma tedavisinde de çok rahat kullanılan bir şeydir ama hipnozda kişinin hipnotiste güvenmesi gereklidir. Bu çok önemlidir.
Hipnoz herkese uygulanmıyor
Psikiyatrik bazı hastalıkları bulunanlar hipnoza giremez. Paranoid kişiler hipnoza giremezler, obsesif kişiler hipnoza giremezler. Çünkü onlar takıntılıdırlar devamlı her şeyi sorguladıkları için acaba acaba dedikleri için kendilerini bırakamazlar.
Telkine yatkın kişilikler, itaatin yüceltildiği meslek gruplarındaki kişilerin çok daha kolay şekilde hipnoza girmektedir. Bu kişiler emir komuta durumuna alışmışlar. Beyindeki kontrol duyguları o şekilde çalışır. İtaat kültürlerinde, Doğu kültürlerinde, korku kültürlerinde, korkuya bağlı itaat çok yaygındır. Maalesef onlarda hipnoz daha kolay oluyor. Yani korktuğu bir kişiye korkusundan teslim oluyor. Daha sonra o teslim olması onun kendi kendini aciz, güçsüz, zayıf ve değersiz hissetmesine sebep oluyor, sonra teslim oluyor. Teslim olduğu zaman da ona hipnozla her şeyi yaptırıyor. İlkeleri olan kişiye hipnozda yanlış bir şey yaptırılamaz.
Hipnozu, mutlaka uzman yapmalı
Hipnoz günümüzde tamamlayıcı tıp uygulamaları kapsamında çeşitli branşlarda kullanılmaktadır. Hipnoz uygulaması, bazı diş hekimleri tarafından ağrı kesmek için kullanılabiliyor. Kişi eğer hipnoza girerse hipnozla hiç anestezi kullanmadan ağrısız diş operasyonları yapılabilir. Hipnoz seansı esnasında terapistin devamlı aktif olması ve kontrolü sağlaması önemlidir. Kişiyi doğru analiz edebilirse sonuç alınabiliyor. Her vakada da hipnoz kullanılmıyor. Onun için seçilmiş vakalarda biz tedavi yöntemi olarak kullanıyoruz. Her meslek kendi alanında bunu kullanıyor. Son yıllarda nörobiyolojik temeli de anlaşıldı. Hipnoz beyinde farklı bilinç durumu oluşturuluyor. Kişinin çözülmemiş travmaları çözülmüş hale getiriyor. Beyinde volkan gibi duran travmalar vardır. Hipnoz o travmaları aktif halde ortaya çıkartıyor, aktif halde müdahale ediyor ve onu doğru şekilde iyileştirir. Hipnozun mutlaka bunun eğitimini almış, uzman kişiler tarafından yapılması gerekiyor.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü-Psikiyatrist
Okunma : 4998
ÜHA