Üniversite eğitiminin genç birey için hayatın önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, özgürlük ve sorumluluk dengesinin iyi kurulması gerektiğini söyledi. Bu dönemde sosyalleşmenin önemine işaret eden Tarhan, “Bir öğrenci sadece ders çalışarak mezun olur, belki birinci de olur ama sosyalleşmezse hayata atıldığında çok zorlanır. Duygusal ve sosyal zekâ sonradan öğreniliyor ve gelişiyor. Sosyal ilişkiler içerisinde sosyal dokunun parçası olmak için üniversite önemli bir ortam” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, üniversite yıllarının genç bireylerin geleceğe hazırlanmasında önemli bir süreç olduğunu ve iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin üniversite talebi çok fazla
Son yıllarda liselerden mezun olan öğrenci sayısıyla üniversitelere kayıt yaptıran öğrenci sayısının neredeyse aynı olduğunu yani lise kapasitesiyle üniversite kapasitesinin tam denk geldiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ülkemizde üniversite eğitimine yoğun bir talep olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bizim üniversiteye girdiğimiz 1969 yılında 60 bin öğrenci sınava giriyordu, bunların neredeyse 6 bini alınıyordu. Şimdi 2.5 milyon öğrenci sınava giriyor, bunların 900 bini alınıyor. Liseden mezun olan kontenjanla üniversiteye giren öğrenci sayısı neredeyse aynı. Türkiye’nin üniversite ile ilgili talebi çok fazla. Türkiye’de üniversite okuma fetişizmi var. Bu kötü bir şey değil. Türkiye’de muhakkak üniversite okumalıyım diye bir düşünce var. Mesela Almanya’da böyle değil. Liseden mezun olup işe giren çalışan daha fazla. 10-20 yıl önce, devlet bu üniversite talebine karşılık veremiyordu. Şimdi karşılık verebiliyor.
Üniversite eğitimini herkes alabiliyor
Üniversite profili de gelişti. Anadolu’daki herkesin okuyabileceği seviyeye geldi. Önceden böyle değildi. Şimdi aileler de üniversiteye teşvik ediyor. O yüzden şu anda Türkiye’nin profili neyse üniversitelerin profili de o. Üniversiteyi öğrenciler meslek alanı olarak görüyorlar. Meslek alanı olmayan sosyoloji, felsefe gibi alanlarda da doluluk çok düştü. Covid-19’dan sonra sağlık alanlarına talep çok fazla arttı.”
Üniversite eğitimi işsizliğe karşı sığınak gibi görülüyor
Ülkemizde üniversite eğitiminin işsizliğe karşı bir sığınak gibi görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, üniversite eğitiminin gence sosyal ve kültürel katkı sunduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Üniversiteyi okuduktan sonra ön lisans bile olsa kişinin o işi yapması gerekmiyor. Diplomayı alıyorlar ceplerine koyuyorlar. Fakat üniversite bitirmiş olarak sosyal hayatta daha kolay var oluyorlar. Üniversite bitirmiş olmak ile ilgili olumlu bir algı var. Üniversite sadece eğitim vermiyor. Kültür de veriyor insana. Üniversite sosyalleşme ortamı. Üniversite ortamının Türkiye’de talep edilmesi çok güzel bir durum. Anadolu’daki üniversitelerden halk çok memnun. Üniversiteler bulundukları bölgeye toplumsal hareketlilik getirdi. Aynı zamanda ekonomik hareketlilik de getirdi. Öğrenciler halkı, halk öğrencileri etkiliyor. Bu da kültür olarak homojen olmamıza, kaynaşmamıza neden oluyor” diye konuştu.
“Fijital üniversite” kavramını geliştirdik
Covid-19 pandemisinden dolayı eğitimde önemli değişikliklerin olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Üsküdar Üniversitesi olarak “fijital üniversite” kavramını geliştirdiklerini ifade etti. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Fijital üniversite, fiziksel ve dijital üniversite. Canlı sınıflar olacak. 60 kişilik bir sınıfta 20 kişi sınıfta olacak, 20 kişi kampüste kalan 20 kişi de evinde olacak. Aynı akademik takvimi olduğu gibi işleteceğiz. Pandeminin ilk zamanı biz zaten bunu yapmıştık. Pandemi başladıktan sonra iki hafta içerisinde biz sistemlerimizi devreye soktuk. Bu konuda övünmek hakkım bu sistemi başka bir üniversitenin yaptığını görmedim. Senkron ve asenkron sınıflar yaptık. Etkileşimli sınıflarla öğrencilerimizin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştık. Teknik altyapımızı geliştirdik bu sene güz döneminde de öyle yapacağız. Ayrıca STIX diye bir uygulamamız var. Öğrenci ve hoca arasında online iletişim sağlıyor.”
Üniversite yılları iyi değerlendirilmeli
Üniversite yıllarının bir gencin hayatında önemli bir dönüm noktası olduğunu ve bu dönemin verimli geçirilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hayatlarındaki bu zaman dilimini ilk önce özgürlük ve sorumluluk dengesini öğrenerek geçirmeliler. Üniversite özellikle evde bunalmış kişilerin özgürlük alanı. Özgürlük olmalı ama sorumluluk da olmalı. Ders başarısı ve sosyal başarısı açısından kurallara uymalı. Bizim üniversitemizde uluslararası öğrencilerimiz de var mesela. Biz onlar için özel çalışma da yaptık. Arkadaşlarıyla kaynaşmalarını sağlamaya çalıştık. Mentorler verdik, İstanbul’u gezdirdik. Sosyal dâhil olma yolunu geliştirdik” dedi.
Sosyalleşmeyen öğrenci hayata atıldığında zorlanır
Üniversite döneminde sosyalleşmenin gelecek açısından önemine işaret eden Tarhan, şunları söyledi: “Bir öğrenci sadece ders çalışarak mezun olur, belki birinci de olur ama sosyalleşmezse hayata atıldığında çok zorlanır. Duygusal ve sosyal zekâ sonradan öğreniliyor ve gelişiyor. Mantıksal zekâ doğuştan geliyor ama diğer zekâ türleri çoklu zekâda sonradan öğreniliyor. Sosyal ilişkiler içerisinde sosyal dokunun parçası olmak için üniversite önemli bir ortam. Sadece derse odaklanmasınlar. Başka ilgi odakları da olsun. Biz mesela ayrı olarak proje kültürü ve girişimciliği zorunlu ders yaptık. Her öğrenci o dersi mutlaka alıyor. Onların içerisinden hevesli ve yetenekli olanlar çıkıyor. Bu öğrencilerle birlikte çeşitli projeler yazıyorlar. Geleceğin Nobel adayları böyle çıkıyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Öğrenci üniversiteye geldiği zaman ilkokul lisede öğrendiklerinin üzerine sosyalleşmeyi de inşa etmesi gerekiyor. Üniversiteye gelen bir öğrencinin hayatını sadece ders çalışarak geçirmemesi gerekiyor. Kulüp etkinliklerine katılabilirler, kendileri etkinlik düzenleyebilir. Covid-19 pandemisi nedeniyle fiziki şartlar çok uygun değil ama online olarak da önemli isimlerle program ve projeler yapabilir” tavsiyesinde bulundu.
Öğrencilere ihtimal iklimi oluşturmalıyız
Üniversitelere bu anlamda önemli görevler düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Biz öğrencilere ihtimal iklimi oluşturup yetenek yönetimi yapmalıyız. Üniversite hocalarının görevi bilgi aktarımı yapmaktan çok yaşam rehberliği yapmaktır. Üniversitede öğretilen bilgilerin çoğu aynı zamanda sanattır. Psikoloji, çocuk gelişimi bilim olmanın yanı sıra sanattır. O yüzden öğrenci ve hoca arasında kurulacak usta çırak ilişkisinin olması lazım. O yüzden çocuk gelişiminin, psikolojinin açık öğretimden okutulması sakıncalı. Kucağına çocuk almamış çocuk gelişimcisi mi olur? Hocalarla iyi ilişkiler kurmak önemli. Talebe kelimesi talepten geliyor. Öğrenci isteyecek, talep edecek. Öğrenci istemezse hoca hiçbir şey yapamaz. İstek olursa ihtiyaç oluşuyor. İhtiyaç olursa motivasyon oluşuyor. Motivasyonun oluşmasıyla da yetenekler ortaya çıkıyor. Öğrencilerin ihtiyaç hissetmesi için istek uyandırmak gerekiyor. İhtiyaç hissedildiği zaman istek kendiliğinden geliyor” diye konuştu.
Keşke dememek için bu tavsiyelere kulak verin
“Hayatın ilerleyen yıllarında “keşke” dememek için üniversite hayatını dolu dolu geçirmek gerekiyor” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Bakıldığı zaman üniversite yıllarında öğrencinin sadece ders çalışması gerekiyor. Sorumluluk az. Mezun olduktan sonra pek çok farklı sorumlulukları oluyor. Üniversitede sosyalleşmeyen insanlar mezun olduktan sonra sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Akademik başarı kadar sosyal başarı, hayat başarısı da önemli. Gençler kendilerini hayata da hazırlamalılar. Zora talip olsunlar. Kendilerini aşan hayalleri olsun. Şu andaki gençlerin en büyük ihtiyacı amaç eksikliği. Hayatta neler istediklerini bilmeliler. Sadece somut hedefler değil, soyut hedefleri de olmalı. Şu anda mutluluk biliminin yaptığı çalışmalarda mutluluğun daha öncelerde kendine faydalı olmakla ilişkisi olduğu söyleniyordu. Ama şimdi başkalarını mutlu ettiği zaman kişi kendi de mutlu oluyor. İyilik yaparak, topluma faydalı olmayı kendine hedef koyarak, gençler kendine bu şekilde ego ideali koyarsa hem kendisi mutlu oluyor, hem de başkalarını mutlu ettiği için sosyal etkileşim ortaya çıkıyor. Hayatının sonunda da insan iyi izler bırakmış oluyor.”
Okunma : 2852
ÜHA