Yeni yıla 1 ay kala başlayan heyecanlar, yılbaşı için yapılan planlar artık yok. 2023'e dair yeni umutlar ise hiç konuşulmuyor. AKŞAM'a konuşan uzmanlar, bu duyguyu ‘Kötü dünya sendromu' olarak açıkladı, Türk insanının duygusal yapıya sahip olmasının küresel sıkıntılardan daha çok etkilendiğini söyledi.
Her yeni yıl öncesi yaşanan heyecanlar bu yıl yok. '2022 bit artık, yeni umutlarla gelsin 2023' paylaşımları tarih oldu. Akşam Gazetesi'nden Yasemin İlan bu umutsuzluğun nedenini, uzmanlara soruldu. Akşam Gazetesi'nden Yasemin İlan'a konuşan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan durumu, "Salgın sonrası yaşanan küresel kriz toplumu olumsuz etkiledi" açıklayarak şöyle devam etti: "Batı toplumu, 'düşünce temelli' biz ise 'duygu temelli' bir toplumuz. Olaylardan çok çabuk etkilenir, ani çıkışlar yapar, propagandanın etkisinde kolay kalırız. İçinde bulunduğumuz süreçte bilimsel konuşmaların da iç açıcı olmaması hepimizde gelecek kaygısı oluşturdu. Bununla birlikte tüm dünyada olduğu gibi 'Kötü dünya sendromu' yaşamaya başladık. Fakat bizim duygu temelli bir toplum olmamız daha karamsar bir tablonun içine girmemize neden oldu. Bu tarz sendromlarda üç farklı tepki ortaya çıkar."
■ Birinci Tepki: "İçe kapanma, karamsar düşünme ve depresif ruh haline bürünme olur."
■ İkincil Tepki: "Saldırgan davranışlar, öfke patlamaları olur. Biz Osmanlı kültüründen geldiğimiz için terbiyemiz buna müsaade etmez."
■ Üçüncü Tepki: "Kaçınma davranışıdır. Kişi gelecek kaygısıyla yaşadığı ülkeyi terk ederek kurtuluşu başka bir coğrafyada arar."
Tehdide karşı fırsat gerekli
"Bugün toplumsal olarak yaşadığımız mutsuzluğu aşmak için 'objektif fikirlere' ihtiyaç var. Bilimsel güvenirliği olan kişilerin 'hayatın tehditleri var ama fırsatları da var' demesi gerekiyor. Güven ve morale ihtiyaç duyuyoruz. Geçmişte de kıtlık, salgın hastalıklar yaşanmış ama her gecenin bir sabahı olmuş. Biz sabırsız bir milletiz, 'duygu temelli' dememdeki neden bu. Bireysel olarak da düşünün bir hastalık vücuda gelir, tedavi oluruz, zamanla geçer. Biri size 'mümkün değil' diyorsa bu aslında 'zor' demektir. Zor ama mümkün. Sorunla karşılaştığımızda 'aşarız ama zaman alır' demeliyiz. Batı toplumu da 'Kötü dünya sendromu'nu ağır şekilde yaşıyor. Gelecekle ilgili kaygılar küresel olarak arttı. Bu sorunlar birkaç yıl içinde çözülmezse fiziksel sorunlar başlayabilir; Kalp krizi, beyin kanaması gibi. Ülke olarak güvenlik sorunu yaşamıyoruz, asıl önemli olan budur. Suriye ve Ukrayna gibi güvenlik sorunumuz olmadığı sürece bizi kimse yıkamaz, bütün sorunları aşarız.
Akışı değil bakışını değiştir
"Yaşam felsefesinde değişikliğe gitmeliyiz. Akışı değiştiremiyorsan bakışı değiştir, yapabileceklerine odaklan. Geçmişteki pozitif günleri düşünüp gelecek için pozitif ihtimalleri zihninize getirin, pozitif hayaller kurun. Sizlere son olarak kurbağanın başarı öyküsünü anlatmak istiyorum hepimize ders olması amacıyla: Kurbağalar ülkesinde bir yarışma düzenlenmiş. Kurbağalar yüksek bir kuleye çıkmaya çalışacak, bunu kim başarırsa ödül alacakmış. Kurbağalar hızlı hızlı kuleye doğru ilerlerken tüm seyirci kurbağalar 'Yapamazsınız, çıkamazsınız, düşeceksiniz, öleceksiniz' diye bağırarak, tezahürat yapmış. Kurbağalar yolda bir bir pes ediyor, hiç biri kuleye çıkamıyor. Sadece bir tek kurbağa o kulenin tepesine çıkıyor. Herkes şaşkın, zoru başaran kurbağaya soruyorlar 'bunu nasıl başardın' diye cevap yok. Meğer o kurbağa sağırmış, yarış sırasında söylenenleri duymadığı için kuleye tırmanmayı başarmış, birinci olmuş. Bizler de böyle olmalı, olumsuz konuşmalara kulak tıkamalıyız."
Okunma : 1504