Şanlıurfa’da gerçekleştirilen 1'nci Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’ne katılan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaratılış konusunun inanç konusu kabul edildiğini belirterek “Yaratılış konusu, bir bilimsel kategori olarak görülmüyordu. Yani laboratuvara girmeyen, deney ve gözlemle ilgisi olmayan bir alandı, sadece sosyal bilim deniyordu. Aslında bu, dini belli bir alana hapsetmektir. Din sadece sosyal bir alan değil, varoluşsal bir alan ve varoluşsal bir ihtiyaçtır” dedi.
Üsküdar Üniversitesi ve Harran Üniversitesi ortaklığında Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zelka ve Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Akan’ın kongre başkanlığında gerçekleştirilen 1. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nde Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Yaratılışta ‘Logical Reasoning" başlıklı sunum yaptı.
Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Büyük Amfi’de yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda bilim insanının katılımıyla gerçekleştirilen kongrede konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kongreyi düzenleyenlere ve katılımcılara teşekkür ederek başladığı konuşmasında kongrenin sadece ülkemizde değil dünyada da bu alanda yapılan ilk çalışma olduğunu belirterek "Neden ilk? Daha önce yaratılış konusu, inanç konusu kabul ediliyordu. Bir bilimsel kategori olarak görülmüyordu. Yani laboratuvara girmeyen, deney ve gözlemle ilgisi olmayan, sadece sosyal bilim deniyordu. Hatta din için konuşulurken din sosyal bir ihtiyaç gibi konuşuluyordu. Aslında bu dini belli bir alana hapsetmek, din sadece sosyal bir alan değil, varoluşsal bir alan. Din varoluşsal bir ihtiyaçtır. Varoluşu ve hayatın anlamını anlamak için insan var" diye konuştu.
Bilim dünyasının "Tanrıyla uğraşmak bilimsel alanın dışına çıkmaktır" diye düşündüğünü, bunun bugün de kimi çevrelerce savunulduğunu ifade eden Tarhan, "Biz şu anda bilim dünyasında bu kongreyi yaparak varoluşu yaratılış için ikinci bir hipotez olduğunu ve bu hipotezin artık teori haline dönüşmesinin kanıtlarını toplayacağız. Yani varoluş hipotezlerinden tesadüfi varoluş değil de tasarımsal varoluş olduğunu, bu tasarımın nasıl ve kimin tarafından yapılmasıyla ilgili teori haline getirmemiz gerekiyor. Şu anda evrim bir hipotezdir aslında teori değildir.
Tamamlanmamış bir teoridir. Tamamlanmış yönleri de vardır ama tamamlanmamış bir teoridir. Mikroevrimin kanıt düzeyi yüksektir ama makroevrimi biz türler arasındaki evrim kanıtlanamamıştır bilimsel olarak. Türler arasındaki geçiş evrimciler şunun için çabalıyor; laboratuvarda çile çekiyorlar şu anda bir kediden köpek üretmek için. Bir türü başka bir türe çevirmek için ciddi şekilde transgenetik çalışmalar yapıyorlar. Bu çalışmalarla tür değiştirmeye çalışıyorlar. Genetik çalışmalar bizim önümüze sürprizler çıkarabilir. Bunun için biz evrimi tartışırken bilimsel sınırlarda kalmamız lazım. Çürüteceksek tez-antitezle çürütmemiz lazım" dedi.
Hürriyet
Okunma : 4283