Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Hüdayi Vakfı’nın düzenlediği programa katıldı. Üniversite öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen söyleşide Tarhan “Kendinizle Barışık Olmak” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kendinizle barışık olmakla ilgili dört tane uyuma dikkat çeken Tarhan bunları; aile uyumu, meslek uyumu, sosyal uyum ve kendisiyle uyum şeklinde sıraladı.
Dört uyum çok önemli!
Kişinin kendisiyle barışık olmasının dört kriterinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan; “İnsanın kendisiyle barışık olmasından ne anladığımız çok önemli. Kişinin kendisiyle, yakın çevresiyle, meslektaşlarıyla uyum içerisinde olması olarak geçer. Bu noktada dört tane uyum önemli. Aile uyumu, meslek uyumu, sosyal uyum ve kendisiyle uyum. Bu uyumları sağlıklı bir şekilde götürebilmesi kişinin ruh sağlığı için temel kriter olarak kabul edilen bir durum. Bunlar insanda iyi gitmiyor. Özellikle varoluş sorgulamasına başlandı. Bir gencin devrimci düşüncelerinin olması gayet beklenen bir şeydir. Ergenlik dönemi gencin sorguladığı dönemdir. Kendi kimliğini sorgular, kültürel, etnik kimliğini hepsini sorgular. Aslında bu sorgulama içerisinde kişinin değişimci, yenilikçi olması genlerinde kodlanmış. Bunlar insanlığın gelişmesi açısından çok önemli.” İfadelerini kullandı.
“İnsanlardaki benle diğer canlılardaki ben çok farklı”
Tarhan, insanlarda bulunan benlik algısıyla diğer canlılarda bulunan benlik algısının farkından şöyle bahsetti; “Kendimizle barışık olmak demek kendimizi tanımaktan geçiyor. Benlik algısı vardır. İnsanlardaki benle diğer canlılardaki ben çok farklı. Diğer canlılardaki genlere baktığımız zaman yemek içmek ve üremek üzerinedir. Ama insanın genlerine ve hayal dünyasına bakın dünyayı sorguluyor, hayatı sorguluyor, her şeyi geliştirmeye ve her şeye hâkim olup hükmetmek istiyor. İnsanın arzusu, istekleri ve ihtiyaçları sınırsız ama gücü sınırlı. Hayvanların gücü ve yapacağı şeyler genlerine kodlanmış o ölçüde yaşıyorlar. Benlik diye bir çekirdek duygu var diğer canlılarda bu sınır yoktur.”
“Benlik duygusu insana has bir duygu”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanların var olan üç gerçekliğin ayırt edebilmesi gerektiğini, ayırt edebildiği takdirde kendini tanımış olacağını vurguladı. Tarhan; “Hayal gerçekliği, fiziksel gerçeklik ve rüya gerçekliği vardır. İnsan bu üç gerçekliğin sınırını ayırırsa kendini tanımış olur. Bu sınır bozulursa kişi şizofren oluyor. Hayal kuruyor hayallere inandığı an şizofren rüyaya inandığı zaman akıl hastası diyorsunuz. Demek ki bizim bu üç gerçekliği ayırt etme becerimiz olmalı. Benlik duygusu insana has bir duygu. Ben ve ötekiler diyor. Bir çocuk doğduğu zaman kendini dünyanın merkezinde zanneder. Hâlbuki insan büyüdükten sonra kendini dünyanın merkezinde zannetmez. Dünyadaki sosyal yapının bir parçası olduğunu düşünür. Kişide olması gereken ideal ben, gerçek ben ve kişinin algıladığı bendir. Algılanan benle ideal ben ve gerçek ben arasında eğer bir denge varsa bu çocuk veya yertişkin kendini doğru tanıyor demektir.” Şeklinde konuştu.
Okunma : 3795
ÜHA