Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde 24-26 Ekim 2024 tarihleri arasında "Yaratılışa Bütüncül Yaklaşım" ana temasıyla TÜBİTAK iş birliğiyle düzenlenen “VIII. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi” sonuç bildirgesi yayımlandı.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Hikmet Koçak tarafından okunan 11 maddelik sonuç bildirgesinde; Filistin ve Lübnan’da insanlık dışı, zalimce, savaş hukukuna uymayan, sivil, çocuk ve masumların katledildiği bir soykırım yaşandığına dikkat çekilerek, “buna sebep olan Siyonist çete ve destekçileri” lânetlendi.
Bildirgeden;
“Gençlerimizi taassuptan ve inançsızlığa sürükleyen şüphelerden kurtarmanın yolu, bütüncül bakış açısıyla yapılan bir eğitime bağlıdır. Kâinattaki varlıkların yapılarını ve mükemmelliklerini ortaya koyan kitap, makale ve belgesellerde bilim dili olarak bütüncül bakışa uygun ve kültür değerlerimizle uyumlu tevhidi bir dil kullanılmalıdır.”
Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde 24-26 Ekim 2024 tarihleri arasında "Yaratılışa Bütüncül Yaklaşım" ana temasıyla TÜBİTAK iş birliğiyle düzenlenen “VIII. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi” sonuç bildirgesi açıklandı.
Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu’nda gerçekleştirilen kongre sonrası yayımlanan Sonuç Bildirgesinde; Filistin ve Lübnan’da insanlık dışı, zalimce, savaş hukukuna uymayan, sivil, çocuk ve masumların katledildiği bir soykırım yaşandığına dikkat çekilerek, “buna sebep olan Siyonist çete ve destekçileri” lânetlendi.
“Filistin ve Lübnan’da insanlık adına vicdanların sessiz kalmamasını arzu ediyoruz”
Kongre Başkanı Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak tarafından okunan 11 maddelik sonuç bildirgesinde; kongreden bir gün önce Kahramankazan’da ülke savunma sanayisinin gözbebeği TUSAŞ’a yapılan müessif saldırının şiddetle kınandığı kaydedilerek, şunlara dikkat çekildi:
“Kongre esnasında pek çok konuşmacının da ifade ettiği gibi özellikle Filistin ve Lübnan’da insanlık dışı, zalimce, savaş hukukuna uymayan, sivil, çocuk ve masumların katledildiği bir soykırım yaşanmaktadır. Bu elim hadiselerde vefat edenlere rahmet diliyor, sebep olan Siyonist çete ve destekçilerini lânetliyoruz. Bu konudaki insanlık dışı uygulamaların bir an evvel durdurulmasını; diplomatik yolların hızla işletilmesini insanlık adına vicdanların sessiz kalmamasını arzu ediyoruz.”
Kongre 3 gün devam etti
İlk olarak Harran ve Üsküdar Üniversiteleri tarafından ortaklaşa 2017 yılında Şanlıurfa’da gerçekleştirilen Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nin ikincisinin 2018 yılında Atatürk Üniversitesi’nde, üçüncüsünün 2019 yılında Iğdır Üniversitesi’nde, dördüncü ve beşincisinin 2020-2021 yıllarında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde, altıncısının 2022 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde, yedincisinin 2023 yılında Bitlis Eren Üniversitesi’nde ve sekizincisinin 2024 yılında Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde yapıldığı hatırlatılan bildirgede, “Üç gün devam eden 8. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nde; Moleküler Biyoloji, Genetik, Biyokimya, Fizik, Bilgisayar ve Makine Mühendisliği, Matematik, Astrofizik, Sosyoloji, Dinler Tarihi, Sanat Tarihi, Uluslararası İlişkiler, Temel İslâm Bilimleri, Biyoloji, Jeoloji, Felsefe, Tıp, Ziraat, Eczacılık, Edebiyat, Antropoloji, Eğitim, Psikoloji gibi bilim alanlarında bildiriler sunulmuştur.” denildi.
“Kongrelerin amacı; bilimsel verilerle millî ve manevî değerlerimizi güçlendirmek”
“Bu yaratılış kongrelerinin esas amacının; alanında ihtisas sahibi bilim insanlarının sundukları bildirilerle Allah’ın kudret sıfatının eseri ve ilimlerin konusu olan kâinat kitabının, yaratılış bakış açısıyla okunup yorumlanması” olduğuna vurgu yapılan bildirgede, “Böylece bilim camiasının düşünce ufkuna katkı sağlamak, evrim görüşünün ideolojik düşüncelere alet edilmesinin önüne geçmek, bilimsel verilerle millî ve manevî değerlerimizi güçlendirmektir.” ifadesine yer verildi.
Bildirgede yapılan 11 tespit ve karar ne?
Önceki kongrelerin sonuç bildirgeleri teyit edilerek yapılan 11 tespit ve alınan kararlar şöyle:
“1. İslâm dini bilimle çatışmaz: “Din ayrı, bilim ayrıdır” düşüncesi materyalist felsefenin ürünüdür. Bilimle din, akılla vahiy arasındaki çatışma, İslâm medeniyetine ait değildir. Çünkü bilimlerin konusu, Allah’ın kudret sıfatının eseri olan kâinat kitabıdır. Kur’an-ı Kerim ise Allah’ın kelâmıdır ve kâinat kitabının tefsiridir. Bunlar arasında çelişki ve çatışma olamaz. Çünkü her iki kitap da Allah’ın kitabıdır. Çok sayıda ayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere, İslâm dini; ilme ve bilim insanına büyük önem vermektedir.
“Kâinatın ve insanın yaratılışını anlamada sadece fen bilimleri yeterli değildir”
2. Bilim dünyası yaklaşık 200 yıldır materyalist felsefenin tesiri altındadır: Materyalist felsefe; bilimsel verilere bütüncül bakmamaktadır. Kâinattaki bütün varlıkları tesadüf, sebepler ve tabiatın eseri olarak görmekte ve sadece laboratuvara giren maddeleri bilimsel veri olarak kabul etmektedir. Bu felsefî görüşte; insanın ruhu, duygu ve düşünceleri dikkate alınmamaktadır. Hâlbuki kâinatın ve insanın yaratılışını anlamada sadece fen bilimleri yeterli değildir. Bunun için bütüncül düşünceye ihtiyaç vardır. Yani maddenin yanında mananın da dikkate alınarak bilimin metotları çerçevesinde yaratılış hakikatinin değerlendirilmesi gerekir.
“Bilim, Allah’ın kâinattaki sanat eserlerini inceler”
3. Bilim, Allah’ın kâinattaki sanat eserlerini inceler: Günümüz bilim camiasında genellikle kâinattan elde edilen bilgilerin takdiminde yaratıcı gizlenmekte; sebepler doğrudan işi yapan fâil olarak sunulmaktadır. Yaratılış kongrelerinde bilimsel verilerin bütüncül değerlendirilmesine ihtiyaç olduğu; fiilde fâilin, sanatta sanatkârın, eserde ustanın nazara verilmesinin zarureti dile getirilmiştir.
4. Yaratılış külli ve umumidir: Canlı, cansız bütün varlıkların ortaya çıkışı ile ilgili bilimsel veriler, Allah’ın her türlü yaratmaya kâdir olduğunu göstermektedir. Yaratıcı; bir varlığı belli süreçler içinde yarattığı gibi, bir anda sebepsiz olarak da yaratabilir. Sebepler çerçevesinde yaratılış; Allah’ın isimlerinin tecellisi, hikmetinin gereğidir.
“Evrim ile ilgili terminolojinin doğru anlaşılması gerekir”
5. Evrim ve yaratılış konusunda bir kavram kargaşası ve bilgi kirliliği vardır: Herkesin evrimden anladığı ve kastettiği farklıdır. Evrim; farklı anlama gelen otuza yakın terimle ortaya konulan bir kavramdır. Bunlardan bir kısmı değişimi, başkalaşmayı ve farklılaşmayı ifade etmektedir. Bunlar teori değil, birer kanundur. Bir türden başka bir türün tesadüfen veya kendiliğinden meydana geldiğini ifade eden evolüsyon ise herhangi bir delile dayanmayan felsefî bir görüştür. Bu bakımdan evrim ile ilgili terminolojinin doğru anlaşılması gerekir.
Gençleri taassuptan ve inançsızlığa sürükleyen şüphelerden kurtarmanın yolu nedir?
6. Eğitimin bütün safhalarında eğitim materyalleri ve kitaplar; madde ve manayı birlikte ele alan bütüncül bakış açısı, dil ve üslubuyla hazırlanmalıdır: Eğitim materyalleri ve ders kitaplarında kâinattaki bütün varlıkların; sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi bir Yaratıcı’nın eseri olduğu vurgulanmalıdır. Böylece atomdan galaksilere kadar hiçbir şeyde gayesizliğin ve hikmetsizliğin olmadığı anlaşılacaktır. Bu da akılların aydınlatılmasına, vicdanların tatmin edilmesine ve kalplerin de nurlandırılmasına vesile olacaktır. Bu tür eğitim alan bir genç; bütün varlıklar gibi kendisinin de başıboş olmadığını, bir yaratıcısının bulunduğunu bilecek; bütün nimetleri O’nun gönderdiğini anlayacak, kendisinin sahipsiz olmadığının bilincine vararak, her türlü sıkıntı ve üzüntüsünde yanında olan ve her şeye sözü geçen bir İlâha sığınmanın mutluluğunu yaşayacaktır. Gençlerimizi taassuptan ve inançsızlığa sürükleyen şüphelerden kurtarmanın yolu, bütüncül bakış açısıyla yapılan bir eğitime bağlıdır. Kâinattaki varlıkların yapılarını ve mükemmelliklerini ortaya koyan kitap, makale ve belgesellerde bilim dili olarak bütüncül bakışa uygun ve kültür değerlerimizle uyumlu tevhidi bir dil kullanılmalıdır.
Darwinizm, sekülerizm ve deizm gibi düşüncelerin genç kuşaklarda sebep olduğu şüphelerin giderilmesi…
7. Bilimler Işığında Yaratılış Kongrelerindeki bildirilerden teşkil edilen kitaplar, gençlerin eğitiminde hayati bir öneme sahiptir: Günümüzde gittikçe artan Darwinizm, sekülerizm ve deizm gibi düşüncelerin genç kuşaklarda sebep olduğu şüphelerin giderilmesinde bu kongrelerde sunulan bildirilerin önemli tesiri görülmüştür. Şimdiye kadar yapılan kongrelerdeki bildirilerden istifade ile ortaöğretim ve üniversite seviyesinde kitapların yazılması tavsiye edilmiştir.
8. Yaratılışı anlamaya yönelik Proje ve Tezler: Yaratılış kongresine gönül veren bilim insanlarının -özellikle Fen ve Sosyal Bilimler alanlarında- yaratılışı anlamaya yönelik yüksek lisans ve doktora tezleri yönetmeleri, lisans veya lisansüstü seviyede yaratılış hakikatlerini anlatan dersler vermeleri, bilimsel yayın ve projelerinin desteklenmesi dile getirilmiştir.
9. Kongre sonrasında yaratılışla alâkalı panel ve konferansların devam ettirilmesi uygun görülmüştür.
10. Daha önceki kongrelerde alınan kararlar doğrultusunda Bilimler Işığında Yaratılış Kongrelerinin her yıl yapılması tavsiye edilmiştir.
11. Bu kongrede varoluşla ilgili bir Yaratılış Manifestosu’nun hazırlanıp neşredilmesi uygun görülmüştür.”
‘Yaratılış Manifestosu’ imzaya açıldı
“VIII. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi”nde kongre katılımcısı bilim insanları ‘Yaratılış Manifestosu’ nu da imzaya açtı. Kamuoyuna da imzaya açılan manifestoda evrenin varoluşunun bilinçli ve tasarımsal olduğu yönünde yeterli kanıt düzeyine ulaşıldığına vurgu yapıldı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan manifestonun çok iddialı, devrimci nitelikte bir manifesto olduğunu söyleyerek "Aklın yolu yaratılışmış..." dedi.
Manifestodan;
“Biz bu Yaratılış Manifestosunu hazırlayanlar olarak, O sonsuz, mutlak ilim, irade, kudret ve hikmet sahibi zorunlu varlığın (Vacib-ül Vücud), Kur’an-ı Kerim’de ifade edilen Tevhid (Allah) kavramına uyduğunu bütüncül bilim kanıtı ile ilan ve beyan ederiz.”
Bilim insanları tarafından imzaya açılan ‘Yaratılış Manifestosu’ nu imzalamak için:
Okunma : 383
ÜHA