TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

Tarhan: “Gençlere tebliğ yapmak değil, temsil olmak gerekiyor”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Mavera Eğitim ve Sağlık Vakfının Aile ve Çocuk Konuşmaları kapsamında düzenlediği programa katıldı. Tarhan, “Bilinçli Aile ve Genç Olmak” başlığında önemli değerlendirmelerde bulundu. Tarhan; “16- 24 yaş arasındaki gençlere baktığımızda dijital izolasyonu görüyoruz. Birbiri ile karşılıklı görüşme ve temas yok. Bu gençler şuan da kısa vadeli zevkler ve gününü hoş geçirme peşindeler. Gençlere tebliğ yapmak değil temsil olmak gerekir” Dedi.

Tarhan: “Gençlere tebliğ yapmak değil, temsil olmak gerekiyor”

“Dünyada ailenin geleneksel bir dayatma olduğunu söyleyen bir akım var”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bireyin kutsallaştırılmaya başlandığını ve bu durumun aile yapısında da bozulmalara neden olduğunu söyledi. Tarhan; “Bütün dünyada aileye, nikâha gerek duymayanların oluşturduğu küresel bir akım var. Bu nikâh ve aile karşıtı, ailenin geleneksel bir dayatma olduğunu söyleyen bir akım. Özellikle Batı kültüründeki insanlar bunu tam bir özgürlük olarak tanımlıyorlar. Mesela Amerika’da açık evlilikler var. Taraflar evlense bile iki tarafın da sevgilisi var. Bunu doğal olarak kabul ediyorlar. Diğer taraftan da aile kutsal değil, birey kutsaldır diyen bir küresel bir akım var. Çift terapistlerine gittiğin zaman ‘Önemli olan sensin boş ver aileyi hayatını yaşa’ diyorlar. Ben bunun bilerek beslendiğini düşünüyorum çünkü dünya nüfusunun artışı çok hızlı gidiyor. Nüfusun artışını istemeyenler bunu önlemek için aile kavramının bozulması üzerine planlamalar yapıyor.” Dedi.

“Aile içi şiddeti düzeltmek istiyorsak erkeklere Psikoeğitim verilmeli”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, artık ataerkil toplum yapısının kalktığını, kadınların da söz hakkını elde etmesiyle yapının değiştiğini vurgulayarak aile içi şiddetin azaltılması için yapılması gerekenlerden bahsetti. Tarhan; “Bazı erkeklerde uzayan ergenlik oluyor. Kafama göre yaşarım, eve istediğim saatte gelirim, istediğim zaman giderim, hem de evli kalırım diyorsanız bu zamanın genç kadını bunu kabul etmez. Eski ataerkil bir kadın toplumu yok artık. Dünyada kadının özgürleşme hareketi başladı. Burada kadın ve erkek yatay ilişki kuracaklar. Erkekler patron benim, kuralları ben koyarım, ben ne dersem o diyor. Fiziksel gücün önemli olduğu, endüstri devriminin ve tarım toplumunun olduğu dönemlerde ataerkil kültürün baskın olduğu zamanlarda bu durum doğal olarak yürümüş. Fakat 1960’tan sonra kadının özgürleşme hareketi başladı. Kadının kendi haklarını, fırsat eşitliği haklarını ve hukuk önündeki haklarını sonuna kadar kullanma özgürlüğü var. Bizim erkek kültürümüz şuan da bunu hazmedemiyor bütün sorunların sebebi de bu. Aile içi şiddeti, kadına şiddeti düzeltmek istiyorsak böyle erkeklere Psikoeğitim verilmesi gerekiyor. Kadına, çocuğa şiddet gibi sorunlar başladığı zaman erkekleri alıp olayın şiddetine göre on beş gün, bir ay kadar rehabilitasyon merkezine koyacaksın. Orada erkek olmayı adam olmayı öğrenecekler. Ceza vermek, hapse atmak yetmiyor.” İfadelerini kullandı.

Gençlere tebliğ yapmak değil, temsil olmak gerekiyor!

 Gençlerin şu anda kısa vadeli ve anı yaşama düşüncesi içinde olduğunu söyleyen Tarhan; “Yeni kuşak evlenme karşıtı. Sadece Türkiye’de değil İngiltere’de Manchester Üniversitesi ile BBC’nin elli beş bin kişi üzerinde yaptığı ‘Yalnızlık Çalışması’ var. Bu çalışmada 16-24 yaş arasındaki gençlerin %40’ı, 75 yaş üstünün de %27’si kendini yalnız hissediyor. 16- 24 yaş arasındaki gençlere baktığımızda dijital izolasyonu görüyoruz. Birbiri ile karşılıklı görüşme ve temas yok. Bunların diğer özellikleri ise evlenmeye ne gerek var hayatımı yaşamak istiyorum düşüncesi üzerine kurulu. Bu gençler şuan da kısa vadeli zevkler ve gününü hoş geçirme peşindeler. Orta ve uzun vadeli düşünceleri yok. Fakat bu kuşakla aynı dili konuşursanız size saygı göstermeye başlarlar. Kuşaklar arası fark tarihte de var. Bu adalet isteyen bir kuşak. Yaptıkları ve söyledikleri bir olan insanlar istiyorlar. İslamiyet’te bir şekil kısmı var bir de ahlak kısmı. Bu gençler şekle değil ahlaka odaklılar. Bir insan ahlaka odaklıysa, sözünde duruyorsa, yalan söylemiyorsa, hak hukuka ve kul hakkına dikkat ediyorsa şekilsel kısmını kabulleniyorlar. Gençlerle şekilsel giderek, dini eğitim vermeye kalkmak onları dinden soğutmaya sebep oluyor. Bu da tebliğ ile olmaz temsil ile olur.” Şeklinde konuştu.

Okunma : 1959

ÜHA

 

Haberler

Foto Galeri