Üsküdar Üniversitesi tarafından 4’üncüsü bu yıl düzenlenen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi’nin bu yılki teması, “Psikolojik Sağlamlık” olarak belirlendi. Fi-jital olarak gerçekleştirilen, dünyadan ve ülkemizden de bu alanda önemli çalışmaları bulunan isimleri bir araya getiren kongrenin açılış töreninde Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu anısına Vefa ve Şükran Ödülü takdim edildi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, pozitif psikolojinin temelinde hem pozitifi hem de negatifi de görüp pozitife odaklanmak olduğunu söyledi. Tarhan, “Pozitif psikoterapi yara açmadan tedavi metodudur. Medikal alanda ameliyatsız tedavi etmek birinci seçenekse, terapide de kişinin pozitif karakter güçleri güçlendirildiğinde vücut hastalığı kendisi yeniyor.” diye konuştu.
Üsküdar Üniversitesi 4. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, bu alanda çalışma yapan uluslararası düzeyde uzman isimleri bir araya getiriyor. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi’nde iki gün boyunca devam edecek kongre, pandemi önlemleri kapsamında fi-jital olarak düzenleniyor.
Psikolojik sağlamlık her yönüyle ele alınıyor
Son iki yıldır hayatımızda yer alan ve yaşamımızın pek çok alanında değişiklikler yapmamıza neden olan salgının da etkisiyle kongrenin bu yılki teması “Psikolojik Sağlamlık” olarak belirlendi. Kongre pozitif psikoloji alanında çalışmalar yapan ve alana önemli katkılarda bulunan, ulusal ve uluslararası yetkin isimlere ev sahipliği yapıyor.
Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu anısına Vefa ve Şükran Ödülü takdim edildi
Kongrede merhum Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu anısına Vefa ve Şükran Ödülü takdim töreni gerçekleştirildi. Vefa ve şükran ödülü Cüceloğlu’nun eşi Psikoterapist Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu’na takdim edildi. Ödül için Üsküdar Üniversiresi’ne teşekkür eden Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu, “Sevgili eşim, hayatını toplumumuzun olumlu yönde gelişmesini sağlamak ve ona katkıda bulunmak amacıyla aile ve okul ortamında çocuklarımızın potansiyellerinin bir bonzai gibi budanmasındansa hür bir ağaç gibi gelişmesi için farkındalıklar oluşturmak için adadı. Bunun için canla başla çalıştı. Hep söylediği ve önerdiği gibi elinden gelenin en iyisini coşkuyla yaptı. Benim kuş ve simit öykümü anlatırdı. Sadece simitin olması yetmez, kuşlara da ihtiyaç var derdi. Ben şimdi görüyorum. Onun öğrencileri sadece ve sadece meslektaşlarımız değil, onun bu idealine inanan, çocuklarımızın çocukluklarını doya doya yaşamalarına ve olabilecekleri en iyi insan olmalaları idealine inanan anne babalar ve öğretmenler ve öğrencileri. Bu da bana gelecek için umut veriyor.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Klasik psikolojinin iyiye gidişle uğraşan alanı da var”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan açılış konuşmasında, üniversitelerin görevinin bilim üretmek, fikir üretmek, insanlığın mutluluğu ve iyiliği için çabalamak olduğunu belirterek “Bilimin gelişmesine ve dünyadaki yeni gelişmelerin insanlığın mutlu olmasına katkı sağlaması açısından kongrelere devam ediyoruz. Pozitif psikolojinin kurucusu olarak bilinen Martin Seligman, felsefe kökenli bir bilim insanı. Daha sonra psikoloji ile ilgilenmeye başlamış ve akademik alanda o yönde ilerlemiş. Klasik psikolojinin negatifle uğraşan alanının yanı sıra iyiye gidişle uğraşan alanı olduğunu görmüş ve onun üzerine de çalışması gerektiğini ifade etmiş.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Türkiye’de bunu ilk kez biz ifade ettik”
Pozitif psikolojinin teorik temelleri ortaya ilk atıldığında çok fazla eleştiri aldığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Teorik temellerinin hümanistik psikolojinin yeniden paketlenmiş hali olduğu söylenerek çok fazla itiraz olmuş. 2010’lu yıllarda Türkiye’de bunu ilk kez biz ifade ettik. O zamanlarda meslektaşlar tarafından bize ‘Polyannacılık mı yapacaksınız?’ şeklinde itirazlar oldu. 2000’li yıllarda ABD’de bir istatistik yayınlanmıştı. ABD Çocukları Savunma Fonu’nun ’18 yaş altı çocukların bir günü’ adlı raporu var. Rapor, günde 135 bin çocuğun okula silah götürdüğünü ortaya koydu. Bunun yanı sıra intiharlar, ergen gebelik gibi olaylarda artış yaşanmış. Gelir seviyesi yükselmiş ama buna paralel olarak mutluluk seviyesinde bir artış olmamış. Bunun üzerine İnsanlarda depresyona yol açan bir virüsün varlığı araştırıldı ama tam sebebi bulunamadı. Yalnızlık ve mutsuzluk vardı. Martin Seligman ve ekibine bir fon sağlandı. Seligman ve ekibi 2005’ten 2008’e kadar 3 yıl süren bir araştırma gerçekleştirdi. 2008’de çalışmayı tamamlayıp 2009’da ilk pozitif psikoloji kongresini yaptı. Ardından pozitif psikolojiyi 2015’te Harvard Üniversitesi, 2018’de Yale Üniversitesi ve 2019’da Bristol Üniversitesi ders olarak ekledi. Bristol Üniversitesi müfredatına ‘İntihar Salgınına Çözüm’ adıyla eklendiğini duyurmuştu. Üsküdar Üniversitesi olarak biz de 2013’te müfredatımıza eklemiştik.”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Pozitif psikoloji negatifi de görüp pozitife odaklanıyor”
Pozitif psikolojinin Polyannacılıkla karıştırılmasının hep pozitife odaklanmayı önemsemesinden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Polyannacılıkta hiç negatifi görmemek ve yok saymak var. Ama pozitif psikolojinin temelinde hem pozitifi hem de negatifi de görüp pozitife odaklanmak var. İyi insan kötülüğü bilmeyen insan değildir. İyi insan kötülüğü de iyiliği de bilir ve iyiliği tercih eder. Pozitif psikolojide de aynı şekilde negatif ve pozitif psikolojiyi bilip pozitife odaklanacağız. Baktığımız zaman klasik psikolojinin patolojiyi düzeltmeye odaklı olduğunu görüyoruz. Birincil görevimiz patolojiyi düzeltmektir. Patolojiyi düzeltiyoruz ama onun tekrar nüksetmesini önleyecek önlemler de almak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Kişide pozitif yönler güçlenince negatif yönler de güçleniyor ”
Sadece negatife odaklı psikoterapi tekniklerinin de bir noktada sınırlı kaldığını vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Martin Seligman karakter güçleri tanımını ortaya çıkardı. Karakterin pozitif yönleri güçlendirildiği zaman birçok vakada negatif yönler kendiliğinden düzeliyor. Hekimlikte şu an ciddi bir dönüşüm yaşanıyor. Klasik hekimlikte cerrahlar bir kişi hasta olduğu zaman teşhis koyamadıklarında ‘açarız, bakarız, kapatırız’ diyorlardı. Ameliyat bir travmadır. Komplikasyonlar olabiliyordu. Apandisit ameliyatında bile yüzde 1 komplikasyon riski var. Şimdiki hekimlikte cerrahi operasyonlar laparoskopik yapılıyor. Yara açmayan, dokulara hasar vermeyen ve dokulara saygı duyan hekimlikten bahsedebiliriz. Pozitif psikoterapi de yara açmadan tedavi metodudur. Medikal alanda ameliyatsız tedavi etmek birinci seçenekse, terapide de kişinin pozitif karakter güçleri güçlendirildiğinde vücut hastalığı kendisi yeniyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Hümanizm benmerkezciliği ortaya çıkardı”
Pozitif psikolojinin hümanizmin yeniden paketlenmesi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Pozitif psikoloji hümanizme hiç benzemiyor. Hümanistlik insanı merkeze alıyor ve kutsallaştırıyor. Ailenin ve toplumun değil bireyin önemli olduğunu kabul ediyor. Hümanizm, benmerkezciliği ortaya çıkardı ve egoyu şişirdi. Pozitif psikolojide insan egosunu şişirmek yoktur. Pozitif psikolojide kendini tanıma, kendini sorgulamak ve özbilinç var. Daha sonra empati, sosyal bilinç ve başklarını da tanıma var. Dördüncü aşamada ilişki yönetimi var. Bu dördü yapıldığı zaman insan hayat yolunda sağlıklı karar verir. Bunları eyleme geçirmek çok önemli.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Pozitif psikolojinin kökeni Anadolu bilgeliğine dayanıyor”
Mindfulness terapilerinin üçüncü dalga psikoterapiler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Amerika’da bazı okullarda öğrenciler dersin ortasındayken bir anda mindfulness eğitimine götürülüyor. Aslında bu bizim Anadolu irfanında ve bilgeliğinde var. Bu bilgilerin çoğunun kökeni Anadolu bilgeliğidir. Pek referans verilmemiş ama gerçek bu. Bizim değerlerimize de uygun olduğu için yaşatmak ve canlandırmak daha kolay. Patalojiyle de uğraşmak önemli. Onu ihmal etmeden insan ilişkilerinde pozitifi de güçlendirerek politikalar geliştirebilirsek dünya daha yaşanılır bir yer olur. Uluslararası Pozitif Psikoloji kongresi, dünyanın daha yaşanabilir olmasına hizmet edebilecekse biz vazifemizi yapmış oluruz. Pozitif psikoloji demişken kitapları birçok insanda izler bırakmış olan merhum Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nu şükranla anıyoruz.” dedi.
Prof. Dr. İbrahim Özdemir: “Kendimizi tanımaya katkıda bulunacak”
Kongre açılış konuşmacıları arasında yer alan Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Özdemir, insan olarak kendimizi tanımamız gerektiğini belirterek “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan lezzet alır sözü hatrıma geldi. Çünkü güzellik insana ait bir duygu. Kant, Platon güzelliğin kaynağını araştırır ve sadece insanlar güzelliği takdir eder. Güzelliği takdir etmiyorsa, güzelliği görüp güzel düşüncelere sahip olmuyorsa o zaman insanlığımızda bir sorun var demektir. Sokrates, Atinalı gençlere kendilerini tanımayı, ahlakı ve erdemli yaşamayı öğretti. Sorgulanırken hiçbir zaman ağlayan eşini ve çocuklarını savunmadı. Kendini yargılayanların hukuksuz yargıladığını, hukuku ve ahlakı savundu. ‘Ben ahlaklı olduğum için gidiyorum’ dedi. Bizim bu sempozyumumuz kendimizi tanımak, her gün karşılaştığımız sorunlarla baş etmek ve sağlam durmak ve pes etmemek konusunda büyük bir katkı yapacağını düşünüyorum.” dedi.
Dr. Tayyab Rashid: “Güçlü yanlarımızı fark ederek psikolojik sağlamlık geliştirebiliriz”
Kanada Toronto Üniversitesi’nden pozitif klinik psikoloji ve pozitif psikoterapi alanında çalışmalarıyla tanınan psikolog Dr. Tayyab Rashid, çevrimiçi katıldığı kongrede “Yeni Normalde Dayanıklılık Oluşturmak” başlıklı açılış konferansı verdi. Pandemiden sonra psikolojik sağlamlık kavramının öne çıktığını kaydeden Dr. Tayyab Rashid, konferansta katılımcılara yönelik bir de anket gerçekleştirdi. Pandemi sürecinde psikolojik sağlamlığa en çok zarar veren etkenlerin sorulduğu ankete göre katılımcılarda en çok sırasıyla anksiyete, negatiflik, pesimistlik, pandemi yorgunluğu, sıkılganlık ve sosyal tecrit duyguları ortaya çıktı. Psikolog Dr. Tayyab Rashid, psikolojik sağlamlık için kişinin güçlü yönlerine odaklanması gerektiğini belirterek “Anksiyete depresyonun yakın bir kuzeni diye tanımladık. Günümüzde sıklıkla görülüyor. Ansksiyete insanlık tarihinin hep bir parçası haline gelmiş durumdadır. Güçlü yanlarımızın da farkında olmamız önemlidir. Anksiyetesiz bir dönem belki de asla olmayacak. Ama sorulması gereken soru şu: Acaba güçlü yanlarımızla anksiyete ile mücadele edebilir miyiz? Çünkü ancak bu şekilde psikolojik bir sağlamlık geliştirebiliriz. Zorluklarla baş etmenin en güzel yanlarından bir tanesi güçlü yanlarımıza odaklanmak olacaktır. Çünkü odaklandığımız zaman bir perspektif geliştireceğiz demektir.” diye konuştu.
Dr. Gunther Hübner: “Travmaların çözümünde güvenli çevre ve güvenli bağ önemli”
Çocuk, ergen ve aile konusunda çalışan, çatışma çözümü, tükenmişlik konularında çalışmaları bulunan Almanya Pozitif Psikoterapi Enstitüsü’nden Dr. Gunther Hübner, çevrimiçi olarak katıldığı kongrede “Pozitif Psikoterapiye Dayalı Belirtiler ve Anlamı” başlıklı sunumunda pozitif psikoterapide kullandığı yöntem ve vaka çalışmalarından örnekler verdi. Dr. Gunther Hübner, özellikle travmatik olayların çözümünde güvenli çevre ve güvenli bağın oluşması gerektiğini belirterek adım adım bilgilendirmenin önemine işaret etti.
Deniz Altınay: “Sağlıklı bireyler ancak sağlıklı toplumlar ile var olabilir”
Kongrenin konuşmacıları arasında yer alan, İstanbul Psikodrama Enstitüsü Başkanı Uzman Psikolojik Danışman Deniz Altınay, “Psikodramatik Kuramlar ve An Felsefesi bağlamında Psikolojik Sağlamlık” başlıklı sunumuyla katıldı. Deniz Altınay, sağlıklı bireylerin ancak sağlıklı bir toplum ile var olabildiğini belirterek “Psikolojik sağlamlığın artırılabilmesi için toplumun sağlıklı olması ve dolayısıyla ele alınması gerekliliği ortadadır.” dedi. Eylem ve psikolojik sağlamlık ilişkisine de değinen Deniz Altınay, “Eylemde bulunma cesareti beraberinde sorun çözebilmeyi, uyum gösterebilmeyi, kendini ortaya koyabilmeyi sağlamaktadır. Eylemin olmadığı bir an yoktur.” dedi.
Kongreye çevrimiçi olarak katılan Dubai Kanada Üniversitesi’nden Dr. Louise Lambert “Pozitif Psikoloji İklim Değişikliğine Karşı Nasıl Direnç Oluşturabilir?” başlıklı sunumunu yaptı.
Kongrenin ilk gününde “Yapmak Yerine Olmak” başlıklı panelde Üsküdar Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümünden Doç. Dr. Asil Özüdoğru’nun moderatörlüğünde MEF Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zümra Atalay ve Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sinan Canan panelist oldu. Kongrenin ilk gününde çalıştaylar düzenlendi.
Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar’dan “Pandemide psikolojik sağlamlık” konferansı
Kongrenin 19 Mart Cumartesi günü devam edecek ikinci günü ise Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar’ın “Pandemi Döneminde Psikolojik Sağlamlık” başlıklı konferansıyla başlayacak. Üsküdar Üniversitesi’nden Uzman Psikolog Danışman Kudret Eren Yavuz, “Çocuk Ergen Psikolojik Sağlamlığı Ruh Haritası”, Masterson Enstitüsü Türkiye Başkanı Meral Aydın, “Travma Sonrası Gelişim” başlıklı konferans vereceği kongrenin son günü çeşitli konferanslarla devam edecek.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Evlilikte Duygusal Zeka
Kongre, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü aynı zamanda da kongre başkanı olan olan Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da “Evlilikte Duygusal Zeka” başlıklı konuşmasını yapacağı panelle sona erecek. “Evlilikte Çocuk Yetiştirme ve Eğitimde ve İş Yaşamında Duygusal Zeka” başlıklı panelin diğer konuşmacıları arasında Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Sırrı Akbaba da “Eğitimde Duygusal Zeka” başlıklı konuşmasıyla katkıda bulunacak.
Alanında uzman pek çok ismin de katılacağı kongre programı, pozitif psikoloji ile ilgili konferanslar, paneller, çalışma grupları, bildiri ve poster sunumlarından oluşacak.
Kongrenin açılış tören, Üsküdar Üniversitesi TV ve Üsküdar Üniversitesi resmi Youtube hesabından canlı yayınlandı.
4. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi’yle ilgili daha kapsamlı bilgi için: //www.ppcongress.com/2022/kongre-ana-konulari
Okunma : 2442
ÜHA