TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Manevi cihad barış içinde cihaddır ve bu çağın en güçlü silahıdır”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Risale-i Nur Araştırmaları Platformu (RİNAP) paydaşlığında düzenlenen “1. Nebevi Ahlak Sempozyumu Al-i Beyt Platformu Kuruluş Toplantısı” gerçekleştirildi. 

Rotterdam İslam Üniversitesi ile Üsküdar Üniversitesi arasında “Al-i Beyt Platformu” Ön Protokolü imzalandı.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yeni bir cihad tanımına ihtiyaç var. Manevi cihad barış içinde cihaddır ve bu çağın en güçlü silahıdır. Bu cihad tanımını da en iyi yapanlar, güzel ahlakı gösteren, dünyada İslamofobiyi dağıtan, Gazze’deki 1.5 milyon kişi. Hiçbir terörist faaliyet içine girmediler, Allah’a tam teslim oldular.” 

Uluslararası Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Cesim Zeydanlı: “Son peygamberden sonra bu ümmet de Hz. Musa’nın (a.s) kavmi gibi fırkalara bölündü, ayrıldı.”
 

Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumunda Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Risale-i Nur Araştırmaları Platformu (RİNAP) paydaşlığında düzenlenen “1. Nebevi Ahlak Sempozyumu Al-i Beyt Platformu Kuruluş Toplantısı” gerçekleştirildi.

Toplantının açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Dünyada bir ahlak krizi yaşanıyor”

“Dünyada bir ahlak krizi yaşanıyor. Türkiye’de de bunun örnekleri var” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu toplantının genç kuşaklara aktarılacak bilgilere vesile olması için düzenlendiğini söyledi.

Sempozyumu, ehlibeyt dernekleri ve vakıfları tarafından kendilerine iletilen talep doğrultusunda gerçekleştirdiklerini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Sempozyum yapma nedenimiz; Gazze olayları oldu. İslam dünyasının Nebevi ahlakı yaşamadığını gördük.” dedi.

“İslam dünyasında cihad tanımının yeniden yapılması lazım”

Hz. İbrahim’in ateşe atılırken Cebrail’e ‘Allah biliyor, bana yeter’ dediğini, yine Hz. Muhammed’in Bedir Savaşı’nda ‘Allah bizimle’ dediğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, Hz. Muhammed’in Hz. Ebubekir’e öfkelendiğinde ‘Sen öfkelendiğin için seni koruyacak melekler gitti.’ dediğini anlattı.
Peygamber ahlakının öfkeyi hislerine karıştırmadığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “İslam dünyasında cihad tanımının yeniden yapılması lazım. Cihad denildiği zaman hep silahlı cihad akla geliyor. Manevi cihad barış içinde cihaddır ve bu çağın en güçlü silahıdır. Bu zamanda en büyük cihad, manevi cihad. Yeni bir cihad tanımına ihtiyaç var bu cihad tanımını da en iyi yapanlar, güzel ahlakı gösterdikleri, dünyada İslamofobiyi dağıtan, Gazze’deki 1.5 milyon kişi. Hiçbir terörist faaliyet içine girmediler, Allah tam teslim oldular.” diye konuştu.

“Nebevi ahlak gönüllerde inşa edilmeli…”

‘Nebevi ahlakın Allah’a tam teslimiyet’ anlamına geldiğini ve bu ahlakın İslam dünyasında unutulduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, Emeviler’in yaptığı ahlakın, baskıcılığın İslam zannedildiğini, Peygamberin hayatında sesini bile yükseltmediğini söyledi.

İlk ayetin ‘oku’ olduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, ‘Oku’ diye Kâinat kitabının okunmasının kastedildiğini ifade etti.

Şiddet, terör gibi olaylarla İslam’ın anlatılamayacağını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, Nebevi ahlakın gönüllerde inşa edilmesi gerektiğini kaydetti.

“Ciddi ego enflasyonunun yaşandığı bir dünyaya gidiliyor…”

Dünyada yaşanan ahlaki krize işaret eden Prof. Dr. Tarhan, haz ve para peşinde koşulan bir dönemin yaşandığını dile getirerek, “Şu anda en büyük ihtiyaç iyi insan ve ahlak ihtiyacı.” dedi.

Narsisizm salgını yaşandığını da dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, kibirli, kendini üstün gören, hep benim dediğim olsun, kendini beğenmiş insanların arttığını, egosu şişmiş insanları olduğu, ciddi ego enflasyonunun yaşandığı bir dünyaya doğru gidildiğini de kaydetti.

Modernizmin medeniyet krizinde olduğunu, hazcılık, narsisizm, yalnızlık, mutsuzluk, depresyon ve intiharların arttığını da ifade eden Prof. Dr. Tarhan, din karşıtlığının da arttığını, tüm dünyada güzel ahlaka ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Öngören: “Ehli Beyt hem Sünniliğin hem de Şiiliğin ortak noktasıdır”

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reşat Öngören de açılışta yaptığı konuşmada, enstitü olarak yapılan çalışmaların bu toplantıda hedeflenenler için akademik temel oluşturacağını dile getirerek, Osmanlı dönemindeki Ehlibeyt tasavvuru ile ilgili çalışma başlattıklarını da söyledi.

“Ehlibeyt, hem Sünniliğin hem de Şiiliğin ortak noktasıdır.” diyen Prof. Dr. Reşat Öngören, bu alanda ortak bir platform oluşturulmasının tasavvuf bakışıyla daha kolay hale geleceğini de belirtti.

Cesim Zeydanlı: “Kıyamete kadar gelecek tüm insanlar Rabbimize biat ettiler”

Uluslararası Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Cesim Zeydanlı da “Alemlerin varlık sebebi olarak Hz. Adem (a.s) yaratıldığında kıyamete kadar gelecek tüm insanlar onun sulbünden zerreler halinde yaratılıp, onlara ruh verilerek Rabbimiz onlardan biat istedi. Ruhlar hitaplarını alarak kabul ve biat ettiler.” diye konuştu.

Cesim Zeydanlı, ilk insan Hz. Adem’den sonra dünyaya gelen, Al-i Beyt’ten olan Kabil’in Hak’tan ve Al-i Beyt’ten ayrılarak kardeşi Habil’i katlettiğini hatırlattı ve böylece yer yüzündeki ilk fitnenin başlamış olduğunu söyledi.

Bu fitnenin daha sonraki ümmetler arasında Hak’tan ayrılmalara, fırkalara bölünmelere ve yeni fırkalar oluşmasına neden olduğun dile getiren Cesim Zeydanlı, şunları söyledi: 

“Son peygamberden sonra bu ümmet de Hz. Musa’nın (a.s) kavmi gibi fırkalara bölündü ayrıldı”

“Rabbimiz insanları tekrar Hak’ka davet etmek için yeni peygamberler yeni kitaplar gönderdi. Tekrar insanlar ayrıldılar. Ta ki alemlere rahmet olarak gönderilen Hak’kın şahidi müjdeci Hz. Muhammed Efendimiz gelinceye kadar. Son peygamberden sonra bu ümmet de Hz. Musa’nın (a.s) kavmi gibi fırkalara bölündü ayrıldı. Her fırka kendisinin Hak yolunda olduğunu söyleyip, diğer fırkaları şirk ile itham ederek, Kur’an’dan ayetleri kendilerine delil gösterdiler. Bu fırkaların bölünmesindeki temel neden Efendimizden sonra Al-i Beytin fazileti ve üstünlüğü inkar edildiği için olmuştur. O zamanlar başlayan bu kavga günümüzde de devam ediyor. Al-i Beyt der ki; ‘Bu ümmet bu şekilde devam ettiği müddetçe kurtuluşu mümkün değildir.’ Peki bu ümmet nasıl kurtulacak? Bundan sonra yeni peygamber, yeni bir kitap gelmeyecek. Efendimize hitap edilen ayeti kerimede bu açıkça belirtiliyor: ‘Habibim de ki nübüvvet görevimin karşılığında size Al-i Beytime sevgi ve muhabbetten başka bir şey istemiyorum’.” 

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun: “Peygamber Efendimizin, Rabbimizin ve Kur-an’ı Kerim’in referansı Ehli Beyt’tir”

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun konuşmasında Dünya Ehl-i Beyt Vakfı’nın Ehli beytin çatısı altında İslam’ı inancı doğru yaşayanların merkezi olduğunu söyledi. Ne mezhep ne de başka bir ayrımın olduğunu ifade eden Altun, “Peygamber Efendimizin, Rabbimizin ve Kur-an’ı Kerim’in referansı Ehli Beyt’tir.” dedi.

Binlerce alimlerin kaynağının Ehli Beyt olduğuna dikkat çeken Fermani Altun, “Ehli Beytin dışındaki karanlık fırkalar maalesef tarihten beri insanlığa büyük zarar vermişlerdir, bugün de aynı şekilde devam etmektedir.” ifadelerini kullandı.

Fermani Altun: “Bizim dinimizde sevgi vardır”

Necmettin Erbakan ile de tanışıp dostluk kurduğunu söyleyen Fermani Altun, “Bütün toplantılarımıza katılırdı. ‘Ehli beyte tabi olmayan Müslüman olamaz’ derdi. Erbakan Hocayla birlikte Türkiye’de Alevilik-Sünnilik ile ilgili gerilen perdeleri, duvarları yıktık. Bakıyorsunuz bugün emperyalizmin emrinde görülen rezaletlerin hepsi din adına yapılıyor. Hayır, bizim dinimizde sevgi vardır.” dedi.

Cahille zalimin dininin olmayacağını ifade eden Altun, “Bugün yaşadığımız çağda Ehli Beyti göremezsiniz. Terör, ayrımlar, bugün yaşanan bütün vahşetler emperyalizmin merkezinde şekilleniyor, Ehli Beyt yok burada. O nedenle bütün terör grupları Ehli Beyte düşmandır. Bu yaşadığımız çağda Ehli Beyt inancına sahip olan tüm Müslümanlar ve insanlar bu değerlerle yaşamaktadır.” diye konuştu.

Dünya Seyyidler ve Şerifler Derneği Genel Başkanı Seyyid Hüseyin Zerraki’den Nevzat Tarhan’a ‘Seyyid’ hitabı…  

Dünya Seyyidler ve Şerifler Derneği Genel Başkanı Seyyid Hüseyin Zerraki de “Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Nevzat Tarhan’a böyle bir sempozyum düzenlediği için teşekkür ederim.” diyerek sözlerine başladı.

Seyyid Hüseyin Zerraki, Dünya Seyyidler ve Şerifler Derneğinin sahte seyyidliği ve istismarı önlemek, gerçek seyyidleri de kayıt altına almak amacıyla kurulduğunu söyledi.

“İslam dünyasında özlenen huzur ve barışın yolu, Resulullahın torunları Seyyid ve Şeriflerden geçer”

İslam aleminin daha güçlü hale gelmesi için bütün İslam mezheplerinin birbirlerinin değerlerine dil uzatmadan kardeşçe birlik ve beraberlik içerisinde olmalarını temenni ettiğini ifade eden Seyyid Hüseyin Zerraki, “Bugün İslam dünyasında özlenen huzur ve barışın yolu, Resulullahın torunları Seyyid ve Şeriflerden geçer. Hz. Resulullah’ın ümmetine emanet ettiği Ehli Beytine gerektiği gibi sahip çıkılırsa bu problemleri de beraber aşmış olacağız.” dedi.

Seyyid Hüseyin Zerraki, “Ehli Beyt hepimizin ortak paydası, yegane adresi ve birlik mayamızdır. Resulullahın ikazı üzerine Ehli Beyt Nuh'un gemisi gibidir binen kurtulur, sırt çeviren helak olur.” diyerek sözlerini tamamladı.

“Değişen Dünyada Peygamber Ahlakı ve Ehlibeyt İrfanının Önemi” paneli

 Toplantıda “Değişen Dünyada Peygamber Ahlakı ve Ehlibeyt İrfanının Önemi” konulu panel de gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi İTBF Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç’in yaptığı panelde Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü, Osmanlı Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğr. Üyesi, RİNAP Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Niyazi Beki ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Temel İslam Bilimleri Öğr. Üyesi Prof. Dr. Halil Çiçek konuşmacı olarak yer aldı.

Nevzat Tarhan ailesinin Seyyidlik belgeleri…

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü, Osmanlı Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Yıldırım Beyazıt döneminde kurulan Nakibül Eşraflığın Hz. Muhammed’in neslinden gelenleri kayda aldığını ifade ederek, Nakibül Eşraf Seyyid Ali Muhammed’in defterlerinde de Nevzat Tarhan ailesinin Seyyidlik belgelerinin bulunduğunu anlattı.

Hz. Hüseyin neslinden gelenlere Seyyid, Hz. Hasan neslinden gelenlere de Şerif dendiğini kaydeden Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, sünneti seniyyenin önemine işaret ederek, sünneti seniyyeyi terk edenlerin Al-i Beytten uzaklaştığını dile getirdi.

Nebevi ahlakın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, farzlar, vacipler, sünneti seniyyelerin önemine de işaret ederek, ‘Bunları değiştirmek bidattır’ dedi.

“Nebevi ahlakı denilince Kur’an ahlakı akla gelmelidir.” diyen Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, farz ve vaciplere uymanın önemini vurguladı.

Prof. Dr. Halil Çiçek: “Deizm büyük bir fitnedir”

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Temel İslam Bilimleri Öğr. Üyesi Prof. Dr. Halil Çiçek de yaptığı konuşmada, batının seküler kültürünün toplumumuza çok şey kaybettirdiğini, bunlardan birinin de Al-i Beyt olduğunu belirterek, son dönemde toplumun başına ‘deizmi bela ettiklerini’ ifade ederek, “Deizm büyük bir fitnedir. Peygamberimizin hayatını bilmek çok önemli. Her bir sünnetinde binlerce hikmet yatmaktadır.” dedi.

“Al-i Beyt Platformu” Ön Protokolü imzalandı

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü, Osmanlı Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ile Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından “Al-i Beyt Platformu” Ön Protokolü imzalandı.

Üsküdar Üniversitesi kuruculuğu, koordinasyonu ve iş birliğindeki Platformun bu alanda akademik toplantılar düzenleyeceğine de öğrenildi.  Toplantı sonunda Aile Fotoğrafı çekildi.
 

Okunma : 698

ÜHA

 

Haberler

Foto Galeri