Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 7. Uluslararası Sağlık Bilimleri ve Yönetimi Kongresi, “Dijital Sağlık, Kişiselleştirilmiş Tıp” ana temasıyla gerçekleştiriliyor. Farklı ülkelerden alanında uzman isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı kongrenin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmada bilginin kişiselleşmesinin önemine vurgu yaptı. Genetik bilgi ile dijitalleşmenin birlikte olduğu alanın oluşabilmesi için bireysel değil grup zekasına ihtiyaç olduğunu ifade eden Tarhan, takım olmayı başaramayan kişilerin yarışta geri kalacağını söyledi. Türkiye’nin sağlık turizminde başarısını ispatladığını kaydeden İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ise sağlığı yönetibilenlerin dünyayı yönetebileceklerini sözlerine ekledi.
Üsküdar Üniversitesi, Uluslararası Stratejik Sağlık Araştırmaları Merkezi Derneği (USSAM), Karadeniz Teknik Üniversitesi, Süleyman Demirel, Sakarya, Selçuk, Kırıkkale, Ahi Evran ve Sağlık Bilimi üniversitelerinin Sağlık Yönetimi bölümleri tarafından desteklenen 7. Uluslararası Sağlık Bilimleri ve Yönetimi Kongresi, “Dijital Sağlık, Kişiselleştirilmiş Tıp” ana temasıyla gerçekleştiriliyor.
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen kongrenin açılış törenine İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da katıldı. Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen kongre dört gün boyunca dijital ve yüz yüze oturumlarla düzenleniyor.
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: “Türkiye dijital sağlık çalışmaları ile dünyaya örnek oldu”
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, açılış konuşmasında Türkiye’de sağlık hizmetlerinin özellikle son 20 yıldaki gelişimi ve hazırlığının Covid pandemisinde meyvesini verdiğini vurgulayarak “Sağlıktaki gelişimin büyük emektarları var. Kimsenin ve hiçbir toplumun bir şeye hazırlıklı olmadan, bir şeye çalışmadan başarma şansı bulunmuyor. Önce bunu bilmemiz lazım. Bugün Covid pandemisinde sağlık sistemimiz dünyaya örnek olmuşsa bu uzun süreçli bir çabanın ve birçok emeğin karşılığıdır. Bugünden yarına olan bir şey değil. Dijital sağlık dediğimizde Türkiye çok iyi çalışmalarla dünyaya örnek olmuş sistemini hayata geçirmiş oldu. Bugün 85 milyon nüfuslu ülkede, 17 milyonluk şehirde herhangi bir sağlık hizmetini ve verisini yönetebiliyorsak bu büyük çabaların sonucudur.” dedi.
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: “Türkiye sağlık turizminde başarısını ispatladı”
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “2004 yılında tanı yöntemlerini Türkçeye çevirerek elektronik sistemine adapte eden, hastanelerinde kayıtları elektronik sistemde tutmaya başlayan, 2007 senesinde bunu kalite ile eşleştiren, 2014 yılında tüm verilerini bir sağlık portalı içinde tutabilen bir ülkeden bahsediyoruz.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün bazı gelişmiş ülkeler bizim yaptıklarımızı yeni düşünmeye başladı. Bugünkü kongremizde yer alan ve bu işin mutfağını bilen değerli hocalarımızın çabasıyla bu işler başarıldı. Sağlıkta Türkiye’nin bu başarısı, dünya kamuoyu tarafından desteklendi ve takdir edildi. Bunun çok basit bir örneği olarak şu anda sağlık turizminde ülkemize çok gelişmiş ülkelerden gelip sağlık hizmeti almaya çalışan birçok insanın olduğunu görerek ispatlıyoruz. Ülkemiz sağlıkta büyük bir avantaj elde etmiş durumda ama bu avantaj henüz sonuca ulaşmadı.”
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: “Sağlığı iyi yönetebilen, belki de dünyayı yönetebilecek”
7. Uluslararası Sağlık Bilimleri ve Yönetimi Kongresi’nin teması bizim ne yapmamız gerektiğini gösteriyor ifadelerini kullanan Memişoğlu, “Covid dünyadaki çoğu ülkeye gelecekte sağlıkla ilgili gelişim sürecini iyi yönetebilenlerin belki de dünyayı yönetebileceklerini gösterdi. ‘Dünyayı nasıl idare edebiliriz?’ diyenlerin en büyük büyük düşüncesi sağlığı nasıl yöneteceklerini bulmaya çalışmak olacaktır. Türkiye sanayi ve teknoloji devrimini kaçırmış olabilir ama gelecekte sağlık devrimi olacağını kimsenin unutmaması gerekiyor. Sağlık yönetimi konusunda daha çok başlardayız. Bu kadar farklı popülasyonu yönetebilmek için sağlıkta dijitalleşmek şarttır.” dedi.
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: “Yapay akıl üretmek zorundayız…”
Geleceğin sağlıkla ilgili büyük değişimin hazırlığı içinde olduğunu belirten Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Bu değişimi ülke olarak, insan olarak, sağlık yöneticileri olarak, sağlık bilim insanları olarak görüp pozisyonumuzu ve vizyonumuzu ona göre alırsak, bu ülke geçmişte kaçırdığı sanayi devrimi gibi bazı büyük devrimlerin arkasından koşmaktan çok sağlıkla ilgili bu devrimi yakalarsa insanları, toplumları ve ülkeleri kendi peşinden koşturur. Biz şu anda bunun hazırlığını yapmış bulunmaktayız. Gelecek nesillerin de bunu görmesini sağlamamız gerekiyor. Bugün sağlık hizmetlerinde dünyanın en iyi ülkelerinden biriyiz. Sağlık bilimini ve teknolojisini üretme konusunda çok yol kat etmemiz gerektiğini herkesin bilmesi gerekiyor. Yapay zeka terminolojisinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Biz yapay akıl üretmek zorundayız. İnsan gücü ve insan yönetimi konusundaki tecrübemiz hem de verimiz dünyanın en homojen temiz verisi. Eğer bunları iyi kullanabilirsek, yönetebilirsek, hammaddesinden çıkarıp kullanılabilir teknolojik argümanlar haline getirip iyi organize olabilirsek gelecekte olacak değişim devrimlerinden birini yaşayabiliriz.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bireysel değil, grup zekasına ihtiyaç var.”
Kongrenin tema seçiminin çok isabetli ve vizyoner olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dünyanın gidişatı sağlık hizmetlerinin kalitesini artırma yönünde. Sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmada da bilginin kişiselleşmesi önemli. Genetik bilgi ile dijitalleşmenin birlikte olduğu alanın oluşabilmesi için bireysel zekalara değil grup zekasına ihtiyaç var. Grup zekâsı, takım liderliği ve yönetimi ile olur. Takım olmayı başaramayan kişiler bu yarışta geri kalırlar. Bu çok önemli. Takım olabilmek kaynakları verimli kullanmayı da sağlıyor. Kaynak kullanımı bütün alanlarda önemli olduğu gibi sağlıkta da önemli. Kaynağı büyütürken doğru şekilde büyütebilmek ayrı bir bilim dalıdır.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “2009’da psikiyatri alanında farmakogenetik laboratuvar kurduk”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, açılış konuşmasında kişiselleştirilmiş tıbbın bir alt ayağı olduğunu belirterek “Bu da kişiselleşmiş tedavidir. Biz 2009’da psikiyatri alanında Türkiye’de ilk kez farmakogenetik laboratuvarı kurduk. Onkolojide kullanılıyor ama nöropsikiyatride aktif olarak biz kullanıyoruz. Farmakogenetik laboratuvarında genetik poliformizmin erken tanısı var. O erken tanıda ilaç kan düzeylerine göre fenotip takibi yapıyoruz. Kullanılan ilaçların anlık olarak vücutta karaciğer enzimleri ilaçları değerlendiriyor mu değerlendirmiyor mu diye takip ediliyor. Diğer taraftan da farmakodinamik takip var. Farmakokinetik takibi kan düzeyleri ile yapıyoruz, farmakodinamik takipte de ilaçların beyinde yanıt verip vermediğine bakıyoruz. Her gelen hastaya eğer tedaviye karşı dirençliyse farmakogenetik kimlik çıkarıyoruz.” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Dijital varlıkları yönetebilen dünyayı da yönetiyor”
2021’de dijital sağlık konusunda NP model adıyla patent aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hastanede kullandığımız modelde medikal kayıt yapıyoruz. Beyin sinyallerini kaydeden bir algoritma yazdık ve böylece beyin sinyallerini kaydediyoruz. Yapay zekâsı ile ilgili bilimsel araştırma projesi çıkardık. Bu projeyi geçtiğimiz yıl hesaplamalı psikiyatri adı altında Amerikan Psikiyatri Derneği’nin kongresinde dünya çapında katılan 10 binin üzerinde üyeye sunduk. Dijital dünyaya girdiğimiz zaman önceden verinin her şey olduğu söyleniyordu. Veri her şey değil aslında her şey veriymiş. Tutulan kalem bile bir veridir. Dijital tabanlı bir evrendeyiz. Madde tabanlı evren felsefesi değişti. Materyal felsefenin açıklaması tatmin etmiyor. Enerji tabanlı evrenden bahsediliyordu şimdi ise dijital tabanlı evren hakkında konuşuluyor. Dijital varlıklar çok önemli. Dijital varlıkları yönetebilen dünyayı da yönetiyor.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Dünyanın birçok ülkesi Türkiye’nin Covid-19 mücadelesini referans aldı”
2018’de gerçekleşen Davos Zirvesi’nde zihin kontrolünün yapılabileceğinin ifade edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan sözlerini şöyle tamamladı: “Dijital dünya, yapay zekâ ve en sonda Metaverse olguları ortaya çıktı. Bunların arkasında hızlı bir dijitalleşme var. Dijitalleşmeyi yakalayan geleceği yakalayacak. Dünya ciddi şekilde dijital kontrole doğru gidiyor. Böyle bir durumda dijitalleşmenin nesnesi değil öznesi olmalıyız. Muhakkak kendi dijital platformlarımız olacak. Sağlık Bakanlığı dünyaya örnek olacak şekilde bunu başardı. Covid-19 ciddi bir krizdi ama erkenden dijitalleşerek biz bunu yönetmeyi başardık. Krize hazırlıklı olan ve krize karşı risk planı olan krizi iyi yönetebiliyor. HES kodu uygulaması harika bir uygulamaydı ve dünyada birçok ülke o konuda Türkiye’yi referans aldı. Bu da sağlık yönetiminin bir başarısıdır.”
Prof. Dr. Mehmet Zelka: “Sağlık alanına tahsis edilen kaynakların verimli kullanılması önemli”
Üsküdar Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Zelka, sağlık yönetiminde kaynakların nasıl kullanılacağının önemini vurguladı. Prof. Dr. Mehmet Zelka, “Bütün ülkelerin üzerinde durduğu ve ekonomik olarak kaynakların en verimli şekilde, en etkin şekilde nasıl kullanılması gerektiği sorusuna cevap aranması bakımından, sağlık alanına tahsis edilen kaynakların en verimli ve en etkin şekilde kullanılmasının yolları bu tür aktivitelerin artmasıyla bu alandaki eğitimlerin artmasıyla mümkün olabilecektir. Bunu sağlayabildiğimiz ölçüde malum sağlık ne kadar iyi olursa ekonomik hayata pozitif yansıması da özelikle uzun vadede vardır. İktisadi büyümeyle birlikte sağlık harcamalarına ayrılan pay da artmakta, adeta birbirini desteklemektedir. Sağlık harcamalarındaki artış büyümeyi artırıyor, üretimi artırıyor, kaliteyi artırıyor. Gayrı Safi Yurt İçi Hasılayı artırıyor ve tabii ki toplumun refahını artırmada etkili oluyor.” dedi.
Prof. Dr. Haydar Sur: “Sağlık yönetiminde yöneticiler yetiştirmek görevimiz”
Kongrenin eş başkanlığını üstlenen Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, açılış konuşmasında önemli bir kongreye ikinci kez ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Sağlık yönetimi alanında ülkemizde uzun yıllardır Sağlık Bakanlığı öncülüğünde önemli çalışmaların yürütüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Haydar Sur, il sağlık müdürlüklerinin gerçek bir okul olarak usta çırak sağlık yönetimi uygulamalarını aktardığını, özellikle 90’lı yıllardan sonra önemli akademik birimlerin kurulduğunu söyledi. Bundan sonra daha güçlü yöneticiler yetiştirmenin görevleri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Haydar Sur, “Bize aktarılan bu tarihi emaneti çocuklarımıza ve torunlarımıza aktarmak için bu kongrelerin sonsuz önemi vardır.” dedi.
Prof. Dr. Sedat Bostan Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür etti
Kongrenin eş başkanlarından Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sedat Bostan ise 2015 yılında ilk uluslararası kongreyi Gümüşhane Üniversitesi’nde gerçekleştirdiklerini ve yaklaşık 15 ülkeden katılımcının yer aldığını kaydetti. Prof. Dr. Sedat Bostan, bu yolculukta sağlık yönetimi bölümlerinden çok önemli destekler aldıklarını belirterek Üsküdar Üniversitesi’ne desteklerinden dolayı teşekkür etti.
Prof. Dr. Akif Cinel: “Pandemide sağlık yönetimi alanında fark attık”
Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akif Cinel de çevrimiçi bağlantıyla katıldığı açılış töreninde yaptığı konuşmada yoğun emek ve fedakarca çalışma gerektiren sağlık hizmetlerinin çok önemli bir hizmet olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akif Cinel, “Son 2,5 yılda yaşanan pandemide ülkemizin sağlık yönetimi alanında gelişmiş birçok ülkeye fark attı. Yoğun bakım ve servislerinin organizasyonları, filyasyon ekiplerinin oluşturulması yaşadığımız dönemde acılarımıza rağmen gurur tablosu oluşturdu.” dedi.
Kongrenin açılış töreni, katılımcılara plaket ve teşekkür belgesi verilmesinin ardından fotoğraf çekilmesi sona erdi. Açılış töreni, Üsküdar Üniversitesi Televizyonu (ÜÜ TV) ve Üsküdar Üniversitesi resmi YouTube hesabından canlı yayınlandı.
Açılış töreninin ardındann Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Kaya, “Klasikten Dijitale Tıp ve Geleceği” başlıklı sunumunda Mısır, Antik Yunan – Roma dönemlerinden başlayarak dünyada ve İslam medeniyetinde tıp biliminin tarihini ele aldı.
Kongre dört gün devam edecek
Dört gün devam edecek kongrede “Sağlık Hizmetlerinde İnsani Hassasiyet”, “Sağlık Ekonomisi”, “Pandemi Sonrasında Özel Sağlık Hizmetlerinin Yeni Konumu”, “Sağlık Yönetimi Alanında Kitap Yazarlığı ve Editörlük”, “Dijital Sağlık ve Kişiselleştirilmiş Tıbba Multidisipliner Yaklaşım”, “Sağlık Turizmi” ve “Cancer Research with Innovative Technologies” başlıklı paneller gerçekleştirilecek.
Okunma : 1732
ÜHA