Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin canlı yayın konuğu oldu. “Bilinçli Genç Olmak” başlığı altında değerlendirmelerde bulunan Tarhan Z kuşağına ve anne babalara tavsiyelerde bulundu. Ergenlik döneminde gençlere hata payı bırakmanın önemine değinen Tarhan, “Çocuklar hataya düştüklerinde anne baba paniğe kapılmasın. Çocuk iyi bir aile ortamında yetişmişse, evi seviyorsa uyuşturucu bile kullansa bir müddet sonra doğru yolu buluyor. Böyle durumlarda ebeveynler köprüleri yıkmayacaklar. Psikolojide ergenlik dönemi ‘normal şizofreni dönemi’ olarak tanımlanır. Ergenlik döneminde delilik normal, gençlere hata yapma hakkı tanıyacağız. En büyük hata yalan söylemektir, kötülüklerin anasıdır. Çocuklara bunu öğretmek gerekiyor.” dedi.
“Kültürlerin yok olduğu çağımızda gençlere karar verme becerisini öğretmeliyiz”
Kültür endüstrisi ile dünyadaki birçok kültürün yakın zamanda kaybolacağını ifade eden Tarhan, böyle bir dönemde doğru karar almanın önemine değinerek; “Gençlere karar verme mekanizmalarını küçük yaşta öğretilmeli ve bu sayede ergenlikten sonra kendi kararlarını almaları sağlanmalı.” dedi. Tarhan; “Şu anda sadece Türkiye’de değil bütün dünyada 50 yıl içerisinde birçok kültür kaybolacak. Eğlence kültür ve endüstrisi özellikle genç kuşağı etkisi altına alarak kendi kültürünü oluşturdu. Popüler kültürün olumsuz yönlerine odaklansak da bazı olumlu özellikleri de var. Mesela yüzlerce kütüphane ve arşiv tarayarak elde edeceğimiz bilgilere tek tıkla ulaşabiliyoruz. Özgürlüğün, bilgi hareketliliğinin fazla olduğu bu çağda insan zihnindeki karar verme mekanizmalarını, filtreleme ve ayıklama mekanizmalarını doğru bir şekilde kullanmalıyız. Geçmişte çocuklar bunu doğal yollarla ailede, okulda, toplum içerisinde öğrenebiliyordu. Şimdi ise sosyal medyanın evladı olan bu çocuklara değerlerimizi aktarmamız gerekiyor. Duyguların akıldan daha ön planda olduğu ergenlik dönemi, hislerle ve arzularla hareket edilen bir dönemdir. Bu dönemin sonunda Soktates’in ortaya koyduğu 'Sokrates'in Filtresi' yöntemi ile gençler bir bilgi eğer gerçek, doğru ve faydalıysa alıp kullanma iradesine sahip olmalılar. Gençler ergenlik döneminin sonunda, doğru kararlara imza atabilmek için zihinsel bir jüri kazanmak zorundalar.” dedi.
“Eğitim sistemi kapitalist sisteme asker yetiştiriyor”
Eğitim sisteminin kapitalist ahlaka uygun insan yetiştirdiğini aktaran Tarhan, okullarda hayatın anlamının öğretilmediğini vurguladı. Tarhan; “Şu andaki eğitim sistemi, kapitalist ahlaka vatandaş yetiştiren bir sistem. Okullarda hayatın anlamı öğretilmiyor aksine sorgulamadan kabullenen popüler kültüre asker yetiştiriliyor. Var oluş nedenimize cevaplar arayan neden ve niçin sorularına cevap verilmiyor. Hz. İbrahim’in Allah’ın varlığını sorgulaması ve sonunda Tevhide ulaşması gibi ortaokul seviyesi dahi varoluşsal sorular soruyor. Bu nesle kendi değerlerimizi, kendi kültürümüzü ööğretmemiz gerekiyor. Bu sebeple inancı, laboratuvara sokmaktan korkmayacağız. Düşünce deneylerinin yapıldığı in-sliko laboratuvar var. Bilgisayar ortamında yazılım ve matematik modelleme yapılıyor. Yapılan deneyler sonucunda matematik bize, dış yaratıcının olması gerektiğini söylüyor.” ifadelerinde bulundu.
“Akıl ve din sentezini sağlayan İmam Hatiplerde vizyonlu gençler yetişiyor”
Akıl ve din sentezinin İmam Hatip Liseleri’nde başarıldığını ifade eden Tarhan, iki kanatlı eğitimin vizyonlu bir nesil yetiştirdiğini aktardı. Tarhan; “Osmanlı’dan sonra ilk defa İmam Hatip liselerinde akıl ve din sentezi yani iki kanatlı eğitim başarıldı. Akıl ve kalbi yani fen bilimlerini ve din bilimlerini birleştirdiler ve böylece vizyonu geniş gençler yetişmeye başladı. Bu gençler bir yandan zamanı yakalıyor bir yandan da sorgulayarak gelişiyorlar. Türkiye’de radikal, dini hareketlerin kök salamamasının en büyük nedenlerinden biri de bu liselerdir. Din bilimleri ve fen bilimlerinin beraber okutulduğu bu İmam Hatip tarzı yaklaşımlar, Türkiye’de ki dini kanaat önderlerinin bu konuda ki gururlu yaklaşımı radikale prim vermedi. Bu sebeple gençleri popüler kültürden ve tehlikelerinden korumamız için gençlere iki kanatlı bakış sağlamamız gerekiyor.” dedi.
“Geleneklerimizi Z kuşağına yeni bakış açısıyla sunmamız gerekiyor”
Z kuşağının olumsuz yönlerine değil olumlu taraflarına odaklanmak ve onları geliştirmek gerektiğine değinen Tarhan, eski geleneklerimizi bugünün şartlarında yeni nesle sunmak gerektiğini vurguladı. Tarhan; “Z kuşağı benmerkezci ve konformist özellikleri fazla olan bir kuşak. Aslında gençlik çağında hep böyle olmuştur. Bir diğer özellikleri geçmiş kuşaklar kötülükle erken tanışıyorlardı, bu kuşak kötülük, hile ve entrikadan hoşlanmıyor. Bu kuşak masumiyeti seviyor. Onun için benmerkezci, konformist ama çok sevimliler. Madem öyle masumiyet beklentisi olan bir kuşak o zaman elimizdeki hakikatlerin bu yönlerini onlara öğretelim. Mesela onlar için doğa, yeşillik çok önemli. Gelenekçi bakarsak onları anlayamayız. Bizim eski değerlerimize bugünün kıyafetini giydirerek onlara sunmalıyız. Eski değerleri eski zamanın kıyafetleriyle bugüne getirirsek uyum sağlamaz. Nasıl biz 100 sene önceki kıyafeti giymiyorsak şu anda da o kıyafeti gençlere giydirmenin anlamı yok.” dedi.
“Ergenlik döneminde gençlere hata yapma payı verilmeli”
Ergenlik dönemindeki gençlere hata payı bırakmanın önemine değinen Tarhan, iyi bir ailede yetişen çocuğun yolunu şaşırsa da doğruyu bulacağını ifade etti. Tarhan; “Çocuklar hataya düştüklerinde anne baba paniğe kapılmasın. Çocuk iyi bir aile ortamında yetişmişse, evi seviyorsa uyuşturucu bile kullansa bir müddet sonra bakıyor ki aileme haksızlık ettim diyerek doğru yolu buluyor. Böyle durumlarda ebeveynler köprüleri atmayacaklar. ‘Halden anlamanın’ bilimsel karşıtı ‘empatidir’. Psikolojide ergenlik dönemi ‘normal şizofreni dönemi’ olarak tanımlanır. Yani şizofren gibi davranması normal görülür. Bu konuda ‘Bulûğ çağı deliliğin bir şubesidir.’ Hadisi Şerîfini duyunca çok şaşırdım. Ergenlik döneminde delilik normal, gençlere hata yapma hakkı tanıyacağız. En büyük hata yalan söylemektir, kötülüklerin anasıdır. Çocuklara bunu öğretmek gerekiyor. Ailelerin namaza önem verdiği kadar yalana da önem vermesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Ailenin açık kapısı teknoloji”
Çağımızda teknoloji ve sosyal medyanın aile ortamına dışarıdan müdahale ettiğini aktaran Tarhan, çocukla anne baba arasındaki bağın sarsılmadan devam etmesinin önemine değindi. Tarhan; “Teknoloji ve sosyal medya evin açık kapısı, çocuklar akıllı telefonlardan yaşına uygun olmayan içeriklere ulaşıyor. İnterneti kapatmak veya engellemek bir çözüm değil. Bu şekilde sorun çözülmüyor aksine anneye babaya karşı öfke gelişiyor. Engelleme ile çocuk aklına koyduğunu zaten yapar. Bu eğitim zamana yayılacak bir iş. Çocuk ilk olarak evi sevmeli. Aileler gençlere peygamber ahlakı ve Kur’an ahlakını nasıl sevdirebilirim diye düşünmeli. Sevdiği zaman kalpler Allah’ın emrindedir. Çocuğa iyiyi, güzeli öğretelim. Çocukta saygı ve sevgi duyguları uyansın. Korku odaklı olunca çocuğu geri itiyor, şefkat odaklı olalım. Sevgiden daha büyük çıkar yok çünkü şefkatte. Bu çağın yöntemi şefkattir. Anne baba çocuktan şefkati esirgememeli. Çocuğun, “Annem babam beni silip atmaz.” demesi lazım. Çocuk ve aile arasında duygusal bağ kopmamalı. Gencin anne babaya bağlanması gerekir yoksa başka şeylere bağlanır. Çocuğa sevgi ve şefkatle haklarına saygı gösterirsek o çocuk yanlışların çocuğu olmaz.” dedi.
Okunma : 3011
ÜHA