Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Müstakil Talebe Platformu tarafından düzenlenen eğitime katıldı. “Eğitimde Yeni Doğrular” başlığına değerlendirmelerde bulunan Tarhan, internetin amaç değil araç olması gerektiğine dikkat çekti. Tarhan; “İnternetin nesnesi değil öznesi olmalıyız. Dijitalleşme tehdit değil fırsattır. Doğru kullanılırsa fırsata dönüşür, yanlış kullanıldığı zaman ise tehdit olur.” dedi.
“En ideal öğrenme 5 duyunun devreye girdiği öğrenmedir”
Çevrimiçi gerçekleştirilen programda ‘Eğitimde Yeni Doğrular” ı değerlendiren Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Eğitimde yeni doğrular derken değişen dünya ve eğitim demek daha doğru olur. Eğitimde 21 yy. becerileri vardır. Bu becerileri bilirsek eskiyi ve yeniyi kıyaslamış oluruz. 21. yy. öğrenme modeli deneyimleyerek öğrenme modelidir. Deneyimleyerek öğrenmek özellikle burada nörobilim, nörobilimin ortaya çıkması çok devrimsel, ciddi değişikliklere sebep oldu. ‘İnsan beyni nasıl öğreniyor?’ diye yapılan çalışmalarla başladı. Bu çalışmalar sonucunda da şu daha çok ortaya çıktı; İnsan beyninin öğrenmesi için tabandan tepeye doğru bir öğrenme piramidi var. En tabanında öğrenmesinde birinin anlatmasıyla öğrenme vardır, geçici öğrenmedir. Onu tekrar edince biraz kalıcılaşıyor. Daha sonra onu söküp takıyorsun o biraz daha pekişiyor ve öğrenme piramidi güçleniyor. En sonda başkalarına öğrettiğin zaman öğreniyorsun yani öğretirken öğreniyorsun. En ideal öğrenme bir şeyi yaşayarak öğrenmedir, 5 duyunun devreye girdiği öğrenmedir.” dedi.
“Kutuplaşmanın en büyük sebebi sevgi adaletinin olmamasıdır”
Kutuplaşma ve tarafgirlikten bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bunlardan kurtulma yollarını da anlattı. Tarhan; “Kutuplaşmanın en büyük sebebi sevgi adaletinin olmamasıdır. Eleştiriye açık olan ailelerde kutuplaşma olmaz. Eleştiri armağandır, eleştiri haklı bir temele dayanıyorsa insan hatasını görür kendini geliştirir. Kutuplaşma ve tarafgirliğin en önemli birinci nedeni adalet odaklı sistem değil, güç odaklı sistemlerin olmasıdır. İkincisi de bu gücün şahıslarda değil kanun ve kurallarda olması gerekir. İnsan kendini kurallı bir ortamda hissederse güvende hissediyor, güvende hissettiği zaman kutuplaşma ya da gerilim azalıyor. Adaletin olduğu yerde insanlarda güven oluşuyor. Güven oluştuğu zaman korku azalıyor, korku azalınca da kutuplaşma olmuyor. Bana bir haksızlık yapılmayacak duygusu oluşuyor. Tarafgirlik hastalığının sebebi ayrımcılığın olması, adalet duygusunun olmamasıdır. Gelişmiş ülkelerle gelişmemiş ülkeleri birbirinden ayıran şey en önemli şey binalar gökdelenler değil, hukukun olup olmamasıdır.” şeklinde konuştu.
“Hayatı korumak için gerekli olan korku, dozu kaçtığında işkence haline dönüşüyor”
Hep savunma formunda kalmanın gelişmekten alıkoyduğuna ve bundan kurtulmak ya da bunu aşabilmek için neler yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Savunmada kalmak bir kişinin hayatta karar verirken gerçeklerle değil korkularla karar verdiğini gösterir. Korku, hayatı korumak için gerekli ve faydalı ama dozunu kaçırdığın zaman işkence haline dönüşüyor. Önemli olan yerinde ve doğru bir şekilde korkuyu yönetmektir. Korkuyla hareket eden kişiler hedeften ve amaçtan sapıyorlar hep savunma halindeler.” ifadelerini kullandı.
“İnternet amaç değil araç olmalı”
Eğitimde dijitalleşmeyi değerlendiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “İdeallerimiz için interneti kullanabiliriz, kendi şahsi hedeflerimiz için interneti kullanabiliriz ama burada internet amaç değil araç olmalı. İnternetin nesnesi değil öznesi olmalıyız. Dijital dünyada bunu yaparsak nükleer enerji gibi hedefine götürür, esiri olursak elimizde patlar. Dijitalleşme tehdit değil fırsattır. Doğru kullanılırsa fırsata dönüşür yanlış kullanıldığı zaman tehdit olur.” dedi.
Okunma : 704
ÜHA