Hz. Mevlana 743’üncü vuslat yıl dönümünde Üsküdar Üniversitesinde düzenlenen törenle anıldı. Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü ve Kerim Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen törende Prof. Dr. Nevzat Tarhan 20 Aralık'ta açılışı yapılacak Avrasya Tüneli'nin adı neden Mevlana olmasın? Diyerek Mevlana’nın Doğu ile Batı arasında köprü olabilecek fikirler ürettiğini söyledi. Mevlana’ya sadece bizim değil Batının da ihtiyacı olduğunun altını çizdi.
Üsküdar Üniversitesi bu yıl da özel Mevlana’yı anma programı düzenledi.
Hz. Mevlana'nın 743’üncü vuslat yıl dönümü dolayısıyla Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü ve Kerim Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen program Altunizade Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu'nda yapıldı.
"Dinle" isimli kısa film gösterimiyle başlayan programına çok sayıda kişi katılırken katılanlar arasında. Katılanlar arasında Sakıp Sabancı’nın kızı Dilek Sabancı da vardı.
Avrasya Tünelinin ismi neden Mevlana olmasın?
Programın açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı. Avrasya Tüneli'nin isminin internet sitesi üzerinden anketle halk tarafından belirlenmesine ilişkin "20 Aralık'ta açılışı yapılacak olan Avrasya Tüneli'nin adı neden Mevlana olmasın? Mevlana, Doğu ile Batı arasında köprü olabilecek fikirler üretmiş. Sadece bizim ihtiyacımız yok. Batı'nın da ihtiyacı var. ABD'de en çok satan kitaplar arasında Mevlana'yı anlatan kitaplar var. En çok okunan web sayfaları Mevlana'yı anlatıyor. Demek ki bir talep var." dedi.
Türkiye 15 Temmuz'da Yugoslavya gibi yapılmak istendi!
Dünyada 3. dünya savaşının çıkması için uğraşan bir fitne grubunun olduğunu kaydeden Tarhan, "Türkiye, 15 Temmuz'da Yugoslavya gibi yapılmak istendi. Kavgayı besleyen insan kılıklı şeytanlar dolaşıyor. Bunların karşısında 'Mevlana olsa ne derdi?' diye düşünmek lazım. Hz. Mevlana'ya 'Cihat nedir?' diye soruyorlar. 'Delinin elinden silahı almaktır' diyor." diye konuştu. Konuşmasında "Hz. Mevlana'yı daha çok insana ulaştırabilir miyiz?" diye soran Tarhan, Mevlana'nın irfan kültürünün her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu anlattı.
Kötü ile mücadelenin en iyi yolunun iyiliği artırmak olduğundan bahseden Tarhan, "İyi ve güzel şeyleri artırmamız lazım. Oyunları bozacak en güzey şey Mevlana'nın değerlerini yükseltmeye çıkartmaktır. Şeytan taşlamak önemli ama evliyayı da unutmamak lazım." ifadelerini kullandı.
"Dünyada yaşamıyoruz, dünyadan geçiyoruz. İnsanın bunu unutmaması lazım." diyen Tarhan, "Doğu ile Batı arasındaki ilişki ateş ile odun, ateş ile suyun münasebeti gibi. Su ateşe döküldüğü zaman ateş söner ama su da buharlaşır. İnsan ilişkilerinde de böyle. Bu dengeyi kurabilmek gerekir." şeklinde konuştu.
Sargut: "Allah'ı konuşmaktan daha büyük bir zevk yoktur"
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Yeniterzi moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Hz. Mevlana" isimli söyleşi de konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, yazar Cemalnur Sargut ise Mevlana'nın asırlara tesir eden bir öğretmen olduğunu söyledi.
Mevlana'nın her hali anladığını anlatan Sargut, aşkın en bilinmeyen şeyleri bile insana gösterdiğini ve kalp gözünü açtığını belirterek Mevlana'nın o halin bir yansıması olduğunu kaydetti.
Şems ile Mevlana'nın öğretmen - öğrenci ilişkisine değinen Sargut, şunları kaydetti:
"Hiç'i biliyor. Bunu anlatmak için bir gün bir hoca geliyor. Adına Şems diyorlar. O Allah'ın şems tecellisi. Yalnız Allah'ı anlatan bir tecelliyle karşı karşıya geliyor. İnanılmaz bir öğretmeye aç, diğeri ise öğrenmeye. El ele öğreniyorlar. Allah'ı konuşuyorlar. Allah'ı konuşmaktan daha büyük bir zevk yoktur. İnsana zevk vermez başka hiçbir şey. Bu ekmek yiyip, doymak gibi değildir. Canlıdır." Mevlana'nın hayatından örnekler veren Sargut, "Tasavvuf yaşamaktır. Kitaplar dolusu okusanız bir işe yaramaz. Mutlaka yaşamanız gerekir." dedi.
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Nuri Küçük, kişinin kerim olması halinde başaramayacağı bir şey olmadığını söyledi.
Hz. Mevlana'nın yaşadığı dönemde ona karşı olanların onunla mücadele edemediğini anlatan Küçük, Mevlana'nın bir kelamcıyla kelamcı gibi hadisçiyle de bir hadisçi gibi tartıştığını aktardı. Mevlana - sema ilişkisinden bahseden Küçük, Peygamberlerin sünnetleri olduğu gibi velilerin de adetleri olduğunu ve semanın da Mevlana'nın hayatımıza kazandırdığı adetlerden olduğunu dile getirdi.
Üsküdar Üniversitesi Televizyonu’ndan da canlı olarak verilen törende Mesnevi'nin ilk 18 beyti okundu. Tören, "La Edri" topluluğu üyelerinin tasavvuf musikisiyle son buldu.
Okunma : 7148
ÜHA