Adaleti Savunanlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneğinin (ASSAM) düzenlediği ve serinin sonuncusu olan ‘7. Uluslararası Assam İslam Birliği Modeli Kongresine katıldı. ‘İslâm Birliği için Ortak Adalet Sistemi Usul ve Esaslarının Tespiti’ ana temasıyla gerçekleştirilen kongrede Tarhan, adaletin olmadığı bir toplumda güvenin azaldığına vurgu yaptı, ‘Amaç adaletse yöntemin demokrasi’ ifadelerini kullandı.
ASSAM tarafından her yıl düzenlenen ‘Uluslararası Assam İslam Birliği Modeli Kongresi’nin serisi tamamlandı. İslam ülkeleri coğrafyası başta olmak üzere dünya siyasetinde güncel sorunlarla ilgili olarak akademik ve siyasal bir zemin üzerinde tespitler yapılması hedeflendi. Bu kapsamda karar vericilere çözüm önerileri sunma amacıyla düzenlenen kongrenin açılış konuşmalarında Prof. Dr. Nevzat Tarhan da yer aldı.
“Adaletin olmadığı bir toplumda güven azalıyor”
Konuşmasında adaletin insana hedef olarak konulmuş çok önemli bir duygu olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, adaletsiz bir ortamda kişinin kendini güvende hissedemeyeceğini belirtti. Tarhan; “Adalet sosyal bir çadır gibidir. İnsan o çadırın altında kendini güvende ve tehlikelerden uzak hisseder. Bir ormanda kapalı bir alanınız, çadırınız yoksa her an her yerde tehlikede hissedersiniz. Adalet duygusu da insanda böyle bir etki yapar. Bir insan kendini adaletli ortamda hissediyorsa kendini güvende hisseder. Yakınlarına, işine, gelecekle ilgili planlamalarına daha rahatlıkla sarılır. Adaletin olmadığı bir toplumda güven azalıyor. Güvenin azaldığı yerde korku artıyor. Korkunun arttığı yerde de kavgalar, çatışmalar çıkıyor. Bu nedenle adalet insana hedef olarak koyulmuş çok önemli bir duygudur.” şeklinde konuştu.
“İnsan adaletli olmadığı zaman güçlüler zayıfları ezer”
Kötücül güçlere karşı adaletli bir ortam sağlanması için güçlü olana büyük sorumluluk düştüğünü belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Diğer canlılar içerisinde belli bir denge var, doğada, yaratılışta bir denge var ama insan bu denge içerisinde kendi cinsini avlayan tek varlık. Bu nedenle insan adaletli olmadığı zaman güçlüler zayıfları ezer. Güçlüler kendi orman kanunlarıyla zayıfları bir şekilde ezmeye yatkındır. Bunun için muhakkak kötücül güçlere karşı adaletli bir ortam sağlanması güçlü olanın en büyük sorumluluklarındandır. Adalet deyince Hz. Ömer aklımıza geliyor. Hz. Ömer’in valilere giderken söylediği bir söz adalet için çok önemlidir. ‘Güçsüzler sizin adaletinizden ümidini kesmesin.’ diyor valilere. Sizin adaletinizden ümidini kesmesin. Güçlüler de sizden tarafgirlik beklemesin. Böyle bir adalet sağlayabilmeyi tavsiye ediyor. Gerçekten adalet kelimesini bu kadar güzel özetleyebilen başka bir söz yok. Bir yönetici için bu duyguyu uyandırabilmek o yönetici için çok kutsal bir hedeftir diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
“Bir devletin hukuk devleti olması için adaletli olması birinci şartıdır”
Bir ülkenin korku yönetimi altında olup olmadığını anlamak için eleştirilerin rahatlıkla söylenebilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bir devletin hukuk devleti olması için adaletli olması birinci şartıdır. Özellikle bir insan evinde gece kapısının aniden çalınmayacağından eminse, karakola gittiği zaman kural dışı bir şey olmayacağından eminse, yargıya işi düştüğü zaman da yasa dışı, kural dışı bir şey yapılmayacağından eminse orada bir hukuk düzeni vardır ve bu insanlar adalete yaklaşmıştır demektir. Bunlar yoksa, insanlar korkuyla yönetiliyorlarsa, tıpta bir tabir vardır; anterior ve posterior tabiri… Korkunun olduğu toplumlarda insanlar posteriordan yani arkadan konuşurlar ama güvenin olduğu toplumlarda insanlar anteriordan yani önden konuşurlar. Bu nedenle bir devletin, bir ülkenin korku kültürü, korku yönetimi altında olup olmadığını anlamanın en güzel yönü insanlar açıkça yönetimi eleştirebiliyorlarsa onunla ilgili başlarına bir şey gelmeyeceklerinden emin olarak yapıcı eleştirilerini rahatlıkla söyleyebiliyorlarsa orada adaletli bir sistem var demektir.” dedi.
“Amaç adaletse yöntem demokrasi”
Adaletli olabilmek için demokrasinin gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, amaç adaletse yöntemin demokrasi olması gerektiğini söyledi. Tarhan; “Adalet maksatsa bu çağda 21. Yüzyılda bunun yöntemi demokrasidir. Amaç adaletse yöntem demokrasi. Geçmiş çağlarda başka yöntemler oldu otokrasiler oldu, saltanatlar oldu, monarşiler oldu ama 21. Yüzyılda mevcut sistemler içerisinde adaletin en iyi sağlanabileceği sistem demokratik sistemler. Bu sistemlerin birinci özelliği güç şahıslarda değil kanun ve kuvvetlerde olur. İkicisi bir kişi tek başına karar vermez burada güçler ayrılığı tarzında bir sistem vardır. Bir kişinin reyiyle hareket edilmez. Muhakkak bir güç dengeleri dağılımı vardır. Bir diğer özellik de işler danışmayla istişareyle yapılır, meşveretle hareket edilir, kararlar birlikte alınır, denetlenebilirlik ve hesap verebilirlik vardır.” ifadelerini kullandı.
“Adaleti sadece mahkeme duvarlarında düşünmemek gerekir”
Açık, şeffaf ve hesap verebilir olmayan hiçbir sistemin adaleti sağlayamayacağını vurgulayan Tarhan; “Bazı şirketler kendilerini eleştiren bazı bağımsız denetçiler getiriyorlar ve bizim kusurlarımızı görsünler de hata yapmayalım diye onlara bütçe ayırıyorlar. Bu adaleti sağlayan adalet dengesini sağlayan bir yöntemdir. Bu nedenle eleştirilebilirlik adalet için gereklidir. Özgürlük ortamı olursa yetenekler ortaya çıkar. Çoğulculuk ortamı olursa insanlar kendileri olarak farklı insanları aynı amaç için benzer hareketlerle çalıştırıp hızlı bir kalkınma sağlamak mümkün olur. Diğer zamanlarda tek kişinin gölgesi altında bir kişinin dehasından çok grup zekasının daha başarılı olduğu, takım başarısının daha önemli olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Böyle durumlarda adalet her yerde önemli. Adaleti sadece mahkeme duvarlarında düşünmemek gerekir. Her tarafta topyekûn adalet gerekir. Sevgide bile adalet gerekiyor. Adaleti ego ideali seçmeyen bir insan güce sahipse zalim olur. Gücü yoksa halinden şikayetçi olur. Bu nedenle adil olmak iyi insan olmanın temel kurallarından birisidir.” dedi.
Okunma : 1203
ÜHA