Yayım hayatında 6’ıncı yılını geride bırakan Akademi Adıyaman Dergisi'nin 15’inci sayısı yayımlandı.
‘Algı Yönetimi, Manipülasyon ve Ahlak’ dosya konusuyla ile okuyucusuyla buluşan dergide Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da “Toplumsal Algılamalar ve Yönetimi” başlıklı makalesiyle yer aldı.
Derginin editörlüğünü Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Selim Somuncu yaptı.
Üniversiteden haberler, başarılar ve her sayıya özel dosya konuları yer aldığı derginin son sayısı ‘Algı Yönetimi, Manipülasyon ve Ahlak’ dosya konusu ile okuyucusuyla buluştu.
Önemli çevrelerce ilgiyle takip edilen derginin son sayısında Prof. Dr. Nevzat Tarhan’da kaleme aldığı “Toplumsal Algılamalar ve Yönetimi” başlıklı makalesiyle yer aldı.
TOPLUMSAL ALGILAMALAR VE YÖNETİMİ
Algı teknoloji gibidir bizatihi bağımsızdır ve yönetilmesi gerekir. Eğer biz özgür, bağımsız ve cesur isek algıların öznesi oluruz. Sorgulama kapasitemiz yoksa başkaları bizi yönetir toplumsal algıların nesnesi oluruz, seçim bizimdir. Yani hayat tercih ve seçimlerimizin sonucu bizi biz yapar.
Ya kendimizi özgürce gerçeğe uygun seçimlerle yöneteceğiz veya birileri bizi gerçeğe rağmen yönetecek. Aslında Kur’an-ı Kerim de Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık. (Isra, 13) derken verdiğimiz kararlardan sorumlu olduğumuzu ifade ediyordu. Burada kritik soru gerçek, iyi, doğru ve güzeli seçebilecek, zihinsel bir jüri oluşturabilmek, vicdani bir bekçi bulmaktan geçiyor.
Günümüz dünyasının siyasi hayatına baktığımız zaman silahsız 3. Dünya Şavaşı başladı. Yani Asimetrik Savaş. Küresel güçler medya ve eğlence endüstrisi aracılığı ile dünya hâkimiyetlerini kazanmak ve devam ettirmek için acımasızca yöntemler buluyorlar. Bu yöntemlerden birisi de Algıları yönetmek ve manipüle etmek”.
Bireyin psikolojik dinamiği toplumda yaygınlaşırsa yığınların ve kitlelerin sosyal dinamikleri haline gelir. "O halde bireyleri etkileyerek yığınları yönetmeliyiz" görüşü iletişim teknolojileri ile eski çağlara göre çok daha kolaylaştı.
Günümüz dünyasının ruhsal hayatına baktığımız zamanda ise insanlarımız hiç bir zaman özne değil bazı güçlerin gönüllü nesnesi durumunda. Bir ikoncan bir kıyafet giyiyor dünya gençlerinin üzerinde görmeye başlıyoruz. Sebebi algı gerçekliğinin ve tanımlamasının değiştirilmesidir. İlginç olanı bunun gönüllü olarak yapılmış olması.
Zihin-Beyin-Algı üçgeni
Algı biyopsikososyal bir süreçtir. Algı standart anlamda içsel ve dışsal bilgilerin zihin tarafından kabul edilip inanç haline dönüştürülme süreci olarak tanımlanabilir. İnsanın olduğu yerde iletişim, iletişimin olduğu yerde de algı vardır ve algı iki basamaklıdır, birinci basamağı dikkat ve odaklanma, ikinci basamağı organize etme ve kaydetme.
Toplumsal hayat insanların birbirini etkilemesi sonucu oluşur. Birey değiştiğinde yığınlar değişir ortak aklın olduğu kitle haline gelir. Kitleler, etkilendiğinde de birey gibi davranır. İşte tam burada bilgiyi yöneterek var olan gerçeklerle algılanan gerçekler arasındaki farkla oynayarak algı yönetimi yapılır.
Algının oluşması için üç şartın varlığı gerekir
1-Algılayan birey,
2-Algılanacak nesne,
3-Algı ortamı.
Bu üç özellik bir araya geldiğinde kişinin zihinsel süreçleri başlar.
Algının iki türlü işleyişi vardır.
1-Aktif: Canlı kamera gibidir dikkatimize göre yönelir, öğrenmemizin bilinçli kısmını oluşturur ortalama %20 öğrenmeyi açıklar
2-Pasif: Otomatik çalışır. Eşikaltı (Subliminal) algılama bu bölüme girer. Sabit kayıt yapar öğrenmenin %80 ini oluşturur. Yaşadığımız ortamda kendiliğinden kayıt yapar. İnsanın alışkanlıklarının yönlendirilmesi ile çalışır.
Algının iki temeli vardır
1-Duygu temelli algılama: Daha çok Doğu toplumlarında görülür. Olaylar öncelikle duygusal olarak yorumlanarak onaylanır. Tanrı kralların ve Peygamberlerin doğu toplumlarında daha etkili olmasını açıklamaktadır. Temel motivasyonu korku ve sevgidir.
2-Düşünce temelli algılama: Daha çok Batı toplumlarının algı tarzıdır. Bir olayla karşılaştığında düşünce ve akıl yürütmeye öncelik verir. Filozofların Batıdan daha çok çıkması böyle açıklanabilir. Temel motivasyonu güven güvensizliktir.
Mavi Beyin Projesi
Yazılım teknikleri o kadar ilerledi ki Mavi Beyin projesi ile insanı taklid eden bir bilgisayar yani dev yapay zekâ yapılmaya çalışılıyor. Genetik bilim, Nöral Network yani beyin bağlantı modeli, olasılık yasaları ve hesapları ile harika bilgisayarlar önümüzde bizi bekliyor. Bu süper insan beynini taklit eden bilgisayarlar öğrenen makinalardır. Olsa olsa mantığı ile çalışır, gittikçe akıllanır. Tıpkı insan beyni gibi. Biz çocukluğumuzdan beri öğrendiğimiz bilgileri beynimizde açtığımız dosyalarda geçerli, gerçek, güvenilir, uygun veya uygun değil olarak kaydederiz. Her yeni karara göre ya evet ya hayır deriz. Kendini geliştirmeyen ve istişare etmeyen insanlar hatalı kararlar verir.
Atalarımız tecrübe için Yanlışlarımızdan sonra arta kalan şeydir ve en akıllı insan devamlı her şeyden yeni bir şey öğrenen insandır" diye boşa dememişler.
Algı yahut eski tanımlama ile idrak, insanın en önemli zihin fonksiyonlarından birisidir. İnsan beyni neredeyse sadece bir algı organı gibi çalışır. Eski bilgi sadece beş duyu bilgisi ile algılma vardı. Yeni bilgi olarak eşikaltı, sezgisel, emosyonel, metabolik, balistik, kimyasal ve elektiriksel, manyetik konularda olmak üzere 33 civarında duyusal algılama tanımlandı.
İnsanın öğrendiği bütün bilgilerin %50 den fazlası 0-6 yaş arası öğrenilir. Çocuğun bardaktaki suyu yere dökmesi yaramazlık değil yerçekimine karşı kaslarının gelişimi için beyin ve beyincikte denge ve koordinsyon için algı reseptörleri ve yolları oluşturmasıdır.
En kör insan görmek istemeyen insandır
Fantom ağrısını biliriz, olmayan kesilmiş uzuv ağrımaya devam eder. Ağrı kesicilerle düzelmez. Beyin uzvunun olmadığına inandığı an ağrı kesilir. Bu ağrı algısı bozukluğudur.
Kişi günde 15 saat yatıp uyuduğu halde doktora gider uyumadığını söyler. Uyku laboratuvarına sokulur ağrıyı algılama bozukluğu olduğu anlaşılır.
Güzel bir söz vardır “En kör insan görmek istemeyen insandır" Bir insan masada iğne yok olarak ön kabul ve inancı varsa bütün odayı arar bulamaz, sonunda masanın üzerinde olduğu anlaşılır. Bunun adı kognitif körlüktür ve bu realite körlüğü, işletme körlüğü yapan bir algı bozukluğudur.
Algı ve Beyin Felsefesi
Beynimizin, duygu, düşünce ve davranışların kaynağı olduğuna dair paradigmada bir dönüşüm yaşanıyor. Gerçekte beynimiz duygu, düşünce, davranışların oluşmasında kaynaklık mı yapıyor, aracılık mı yapıyor, sorusu beyin felsefesiyle uğraşanların heyecanla tartıştıkları bir konudur.
Duyguların eğitiminin beynin eğitimi, beynimizin esnek bir organ olması ve yeni hücreler üretebilme kapasitesi, bilincimizin üstünde bir bilinç ve güç araştırma sorularını sordurdu. Duygusal zekâ ile uğraşanlar, kozmik bir zekânın varlığını, kişinin kendini evrenle bütünleşmiş hissettiğinde beynin bazı bölgelerinin harekete geçmesini anlamaya çalışıyorlar. Budist rahipler üzerinde yapılan deneyler, méditatif eylem durumunda Yaratıcı ile bütünleştiğini hisseden rahibin o anda bütün isteklerinin karşılanmış, bütün ihtiyaçlarının giderilmiş, extacy ve cezbe halinin beyinsel boyutunu görüntüledi.
Beynimiz mi bilincimize hizmet ediyor, bilincimiz mi beyne hizmet ediyor? Ruh ve kişilik yapımızın aracı organı olan beyin, iç ve dış uyaranları algılıyor, akıl yürütüyor, öneriyor, hükme varıyor ve karar veriyor. Bunların hepsini otomatik olarak yapabiliyorsa, sembolik düşünceyi, sanatsal düşünceyi nasıl üretiyor, yeni deneyimlere yeni çözümleri nasıl oluşturuyor, kendi varlığının farkına ne şekilde varıyor, evrenin var oluşunu hangi biçimde anlıyor? Zaman kavramını ve öleceği bilgisini nasıl algılıyor? Uçağın otomatik pilotunu programlayan, bilgisayarın donanımına yazılım ekleyen ve bağlanabilirliğini sağlayan dış güç beynimizde nasıl karşılık buluyor? Bu soruların cevabını beyin felsefecileri, kognitif bilimciler ve din bilimcilerin ortak tartışmalarına havale etmekte yarar var. (Duyguların Psikolojisi 2006)
Özetle, algılama organı olan beyin, beş duyu ile gelen bilgilerle birlikte, akıl yoluyla ulaşan düşünceleri, sezgi kanalından iletilen duyguları, dürtülerle sinyal gönderen istekleri de algılar. Hatta algılayamadığı bilgileri anlaşılır kılmak için inançları kullanır.
İdrak sonucu elde edilen bilgi ve veriler, beynin Talamus ve Hipotalamus bölgesinde filtre edilir. Davetli ve davetsiz düşünceler burada ayırt edilmektedir. Önem ve öncelikler belirlenir, ayıklama işleminin sonucunda niyetlenmiş davranış ortaya çıkar. Artık beyin niyetlenmiş davranışa uygun çalışmaya başlar. Nesneler arasında anlam bağları kurmak için uğraşır. Biz farkında olmadan nesneleri başarı için alışverişi olacak şekilde algılar. Biz neye niyet edip, o yönde davranırsak, o programa uygun mesajlar ve proteinler üretir. Böylece sosyal davranışlarımız ortaya çıkar.
Algı Yönetimi Olarak Propaganda ve Beyin Yıkama
Algı Yönetimi tanımı Psikolojik Savaş veya Psikolojik Harekât yerine ilk defa 17 Mart 2010 tarihinde Pentagon tarafından kullanıldı. Şimdi herkes algı yönetimi terimini kullanıyor. Bu bile bir çeşit algı yönetimidir.
Kitlelere bireyler yaptırmak istiyorsanız ya para ile satın alırsınız ya zor kullanırsınız ya da algılarını değiştirerek gönüllü olarak ve hissettirmeden yaptırırsınız.
“Manüplatif Algı Yönetimi’’ tanım olarak özet ifade ile "Kitlelerin ortak duygu, düşünce, mantık, muhakeme, eşikaltı algı ve karar verme işlevlerine etki edecek her türlü halkla ilişkiler çalışması, reklam, pazarlama, kamu diplomasisi, yumuşak güç kullanımı, stratejik iletişim gibi yöntemleri kullanarak planlanan doktrini kabul ettirme psikolojik operasyonlarının bütünüdür” denilir.
Örnek vermek gerekirse uzayda hayat vardır tezini topluma kabul ettirmek istiyorsanız önce ayda hayat olduğuna dair çeşitli haberler yaparsınız. İnsanlar ilgi duymaya başladıktan sonra inanılmayacak kadar güzel veya ilginç bir fikre inanan milyonlar oluşturarak ufolar hakkında hikâyeler üreterek pazarlayabilirsiniz.
Standart psikolojik savaşın saldırı ve savunma silah i; propaganda, eğitim ve provokasyondur. Cephanesi ise; söz, yazı, resim, broşür ve e-posta şeklindeki bilgidir. Bu savaş tarzının amacı, insanları ikna etmek ve onları değiştirmektir. Yöntemi de beyin yıkamadır. Çinli General Sun-tzu, 2500 yıl önce bu konuda bir kitap yazmıştır. Türkiye devletlerinin parçalanması sürecinde kullanılan PS yöntemi, bugün içinde geçerliliğini sürdürüyor.
Sun-tzu nun bazı önerileri:
1-Hasım ülkelerde iyi olan şeyleri gözden düşürünüz.
2-Hasım ülkelerin hakanlarının başarılarını küçük göstererek şöhretlerine gölge düşürünüz ve zamanı geldiğinde de kendi halkının onları hor görmesini sağlayınız.
3-Adi ve aşağılık kişilerin işbirliğinden yararlanınız.
4-Düşman halkın kendi aralarında olan uyuşmazlık ve kavgalarını yayınız.
5-Hasırımızın geleneklerini gülünç hale getiriniz. ( Ersan İnan 1997)
Propaganda nedir?
Amerikalı Siyasetçi Henry Kissinger’e izafe edilen konuyla alakalı şu sözü algı meselesini daha da netleştirmektedir,- “Bir şeyin gerçek olmasından daha önemli olan o şeyin gerçek olarak algılanmasını sağlamaktır.”
Propaganda bir topluluğun düşüncelerini, duygularını, davranışlarını, tavır ve hareketlerini etki altında tutmak ve onları değiştirmek amacıyla yayınlanan bilgi, belge, doktrin ve görüşlerdir.
Propagandanın amacı, propagandayı yapana doğrudan veya dolaylı fayda sağlamasıdır. Bununla birlikte propaganda ile hasım grubu ekonomik ve politik yalnızlığa itmek amaçlanır. Bir savaşta nihai zafer, düşmanın yenilgiyi kabulüne bağlıdır. Yenilgiyi kabul etmeyen düşman, ileride tekrar sorun oluşturacaktır. Düşmanın moral gücü olan maneviyatının çökmesi ancak psikolojik savaş yöntemi olan propaganda ile mümkündür.
Planlama yapılması
Propagandanın cephanesi söz ve kelimelerdir. Üzerinde çok uzun düşünülmüş, zaman ve zemini iyi hesaplanmış, şekil ve ölçüsü doğru belirlenmiş ve hedef kitlesi tayin edilmiş bir faaliyettir.
Propaganda türleri nelerdir?
Yukarıda tarifini vermeye çalıştığım psikolojik savaşın önemli yöntemi propagandanın farklı türleri vardır.
1.Beyaz propaganda.
2.Gri propaganda.
3.Siyah propaganda.
4.Silahlı propaganda.
5.Karşı propaganda.
Beyaz Propaganda
Açık biçimde yapılan bir propagandadır; kaynağı bellidir ve kendisini tanıtmak ister. Açık ve şeffaftır. Beyaz propagandada doğruluğa önem verilir. Yalan kullanılırsa geri teper, güveni sarsar.
Kazanımı, en güçlü tarafı karşı tarafın fikirlerini çürütür taraftarlarını azaltır. Doğru, açık ve şeffaf propaganda kitlelerde güven uyandırır. Beyaz propagandanın zayıf tarafı yayılma menzilinin mahdut olmasıdır. Serbestçe dolaşamaz. Düşman kendini korumak için karşı propaganda imkânlarını hemen kullanırsa tehdit ve bozulmayla sonuçlanabilir. Yapılan propaganda hakkında toplumda şüphe uyanıyorsa eğer, silah geri tepmiş olur böylece güven zayıflar. Beyaz propagandanın malzemesi haberlerdir. Hasım tarafın hatalarını, su-i istimallerini malzeme olarak kullanırlar. Bu malzemenin ne zaman, ne şekilde, nasıl ve hangi ölçüde kullanılacağı planlanmalıdır. Kale ele geçirilirken bir atış yetmez. Binlerce top atışı yapılır, gedik açılır, atışlara devam edilir. Açılan gedik büyütülür ve içeri girilir. Psikolojik savaşın hedefi, kalenin zayıf yönünü iyi belirleyip o hedefe ısrarla ve tekrarla atışlar yapmak sonuç olarak direnci zayıflatmaktır. Zihinlerde açılan gedik büyütülecektir. Bunu sağlamak için beyaz propaganda yönteminde belirlenen doğru hedefi, binlerce kez tekrarlamaktan kaçmamak gerekir. Eğer beyaz propagandaya maruz iseniz; sabırla ve ısrarla zihinlerde oluşan gediği kapatacak söz, davranış ve eylemlerde bulunmalısınız. Propaganda da kullanılan yanlış bilgilerle ilgili şüpheler, karşı propaganda şeklinde ısrarla anlatılmalıdır.
Hitler, beyaz propagandayı başlangıçta çok iyi kullandı. O tarihte Almanya’da bulunan açgözlü sermayenin, Alman ırkına verdiği zararın boyutunu anlatmak istedi. Alman ırkının üstün ırk olduğu, diğer ırkların kültür taşıyıcısı ırklar olduğu (Türk, Japon, Fransız), güçlü olanın hâkim olması gerektiği, hâkim olmak içinde savaşmak gerektiğine inanıyorlardı. Dünyaya ancak böyle hâkim olabileceklerini düşünüyor, Darwin in biyoloji için geliştirdiği teoriyi politik psikolojide uyguluyorlardı. Bu anlayışa göre güçlü olmak, haklılık sebebidir. Büyük balığın küçük balığı yutması nasıl doğal hakkı ise, bizimde zayıf ırkları yutmamız doğal hakkımızdır diyorlardı. Bu ideolojiyi Hitler kavgam’ isimli kitaba yazdı. Bu kitabı evlenen her ç ifte hediye ederek yaygınlaştırdı. Beş milyon dağıtıldığı söylenen bu kitaptaki fikirlere kendisi inanıyordu. Hitler beyaz propaganda yöntemini çok iyi kullanarak bir milleti savaşa yöneltti.
Gri Propaganda
Psikolojik savaşın önemli propaganda unsurlarından birisi olan gri propaganda bulanık bir propagandadır. Burada kaynak belli değildir, doğruluğu kanıtlanamaz. Yalan veya iftira olduğu da kesin değildir. Gri propagandanın ana malzemesi "rivayetlerdir. Çalışma tarzı açık propaganda gibi sınırlı değildir, aşağıda tanımını vereceğim kara propaganda gibi serbesttir.
Güçlü yönü muhatap tarafında iyi kabul görmesidir. İnsan üzerinde propaganda hissi doğurmaz. Propagandayı çıkaranlar belirsiz olduğu için, gri propaganda da en heyecanlı konular kullanılabilir. Bu tarzda genellikle doğru bir olaya on tane yalan sokulup muhatabı küçük ve gülünç duruma düşürmek amaçlanır. Senaryo iyi yazılmışsa eğer "rivayetler dilden dile dolaşır. Kapital sistemin Sovyet Rusya ile ilgili çıkardığı hikâyeler ve fırkalar sistemin çökmesinde büyük rol oynadı. Bu önemli olay gri propagandanın bir başarısı olarak tarihe geçti.
Kara propaganda
Kaynak belirlidir ama başka kaynaklardan çıkıyor gibi gösterilir. Kara propaganda yönteminde hile, entrika, yalan, iftira, fitne, sinsilik ve sahte delil serbesttir. Gizlilik esastır. Gerçekleri değiştirmek, inançları sarsmak ve kamu efkârını karıştırmayı amaçlar. Kaynağı anlaşıldığı zaman, tesiri olmaz geri teper. Düşmanlık duygularının artmasına neden olur. Bunun için iç düşmana karşı kullanılmaz. Psikolojik harple ilgili askeri yönetmeliklerde değeri, amacı propaganda ile görevli subaylar belirlenmiştir. İşgal psikolojik % harp harekâtı kapsamında bile kullanırken verimli ve başarılı olması için planlanması, karşı savunmanın neler olabileceği iyi hesaplanması gerekir.
Kara propagandanın malzemesi yalan, iftira, bozgun çıkarıcı her türlü yol, sahte delil olduğu için var olmayan her şeyi var gibi gösterir. Yalan, gerçekmiş gibi inandırıcı bir şekilde ortaya atılır. Kara propaganda nifak sokup ortalığı karıştırmak için çok kullanılan bir yöntemdir. Kara propaganda da kaynak daima gizlidir. Her ne sebeple olursa olsun kaynak ortaya çıktığında her türlü sorumluluk reddedilecek şekilde önceden hazırlıklı olunur. Kaynak gizli kaldıkça; yalanlar, rivayetler, şayialar, dedikodular verimli sonuçlar verir.
Amacı muhatap insanları ruhi çöküntüye götürmektir. Bu yöntemi uygulayanlar hiçbir ahlaki ve vicdanî sorumluluk duygusu taşımazlar. Akla gelebilecek her şeyi hedef olarak alır. Kara propagandada her şey kullanılacak bir malzemedir, yeter ki istenen çıkara hizmet etsin. Kitaplarda bu faaliyetin, amacı temiz, yöntemi pis olan bir propaganda tekniği olarak geçmesi uluslararası tartışma konusudur. Psikolojik savaşla ilgili askeri yönetmeliklerde bu propagandanın bir yöntem olarak tanımlanması, acaba ne derece İnsanî ve ahlakidir? Düşman olan kadın, kız ve çocuklara insanlık dışı muamele yapmakla, onları birbirine düşürtüp öldürtmek, aralarında fitne çıkarmak arasındaki ince sınırı iyi çizmek gerekiyor. Kötülük tuğlaları ile örülmüş olan zafer kalesi ne kadar yaşayabilir ki? İnsaflı ve kararlı bir komutanın kara propagandaya başvurmadan da yapacağı çok şey vardır.
Kötülemek amacı ile yapılacak propaganda için propagandacı, karşı tarafın olumsuz bir tarafını bulur. Eğer kötü bir yan bulamazsa uydurur. Propagandacı sürekli uydurma konular icat eder ve bunu sürekli gündemde tutarak işlemeye çalışır. Kara propagandanın ana amacı, yerleşmiş bir inancı yıkmaktır. Halkı kendi içinden çıkardığı liderlerden soğutmak, ordu ve devlete karşı varolan güveni sarsmak, sosyal ve ekonomik dayanışmayı yıkmak ister. İnsanları şüpheli, kaygılı, mutsuz ve zihni karışıklık içerisinde tutmak arzusundadır.
Kullandığı Özellikler
İnsan ve toplumun her yönü, her safhası propaganda malzemesi olarak seçilir. Her türlü noksanlık kara propaganda için birer malzemedir ve burası bir hareket noktasını oluşturur. Kara propaganda için kişilik zaafları çok önemlidir. Alkol, uyuşturucu, kadın düşkünlüğü, siyasi hırs, particilik, bencillik ve megalomanik özellikler hareket noktası olabilir. Toplum gruplarının taassupta öne çıkmış özellikleri bile kullanılır. Osmanlının son dönemlerinde ittihatçıların dinde lakayt tavırları, Arap toplumunun hilafete olan itaatlarını kırmak için Ingiliz ve Fransızlarca usta bir biçimde kullanılmıştı. Bazen zeki yöneticiler bu tarz amaçlarla kullanılırlar. Zeki, akıllı ve başarılı yöneticiler övgü ile şişirilirler. Eğer bu yöneticilerin Narsisist ruh yapıları varsa, övgü ve itibarı kaybetmemek için kendilerini övenlere sürekli hizmet etmek zorunda oldukları duygularını taşırlar. Bu özellikleri kendileri farkına varmasalar bile kara propagandacılar tarafından kullanılarak istediklerini kolaylıkla yaptırabilirler.
Echelon nedir?
Elektronik istihbarat ağının adıdır. Sinyal ve görüntü istihbaratı yapar. Askeri ve ekonomik süper güç olan ABD nin dünya ülkelerinin sırlarını öğrenmeye çalıştığı elektronik kulağıdır. Her türlü iletişimi deşifre etmek, kontrol etmek ve dinlemek için kullanılır.
11 Eylülde Echelon ne oldu?
Dünyanın her tarafı ile birlikte kendi iç bünyesini de dinlemekte başarılı olan Echelon sabote mi edildi? ABD de 36 istihbarat örgütü var. Bunlar cömertçe destekleniyor. Sabah 8.30 da 6 uçak kaçırılıyor ve her an kalkışa hazır olarak bekleyen Emergency" savaş uçakları kalkmıyor. ECHELON in, 11 Eylül de New York'ta susturulmuş olduğu akla daha yatkın gözüküyor. Muhtemelen bu ABD istihbaratına sızmış, dünyanın ikinci büyük istihbarat servisinin bir uygulamasıydı.
Sonuç olarak 11 Eylül eylemlerinde, silahlı propagandayı yöntem olarak benimsemiş insanlar kullanıldı. Kara ve gri propaganda teknikleri kullanılarak dünya kamuoyu, Usa-me bin Ladinin mensup bulunduğu inanç sistemine düşman yapılmaya çalışıldı. Bazı basın yayın organlarında bu olay verilirken, "İslami terör küreselleşti" şeklindeki haberlerin sürekli tekrarlanması psikolojik savaş bakımından çok anlamlıydı. Yapılan bu kara propaganda da muhatap bir grup da ABD yönetimiydi. 11 Eylül olaylarının ABD yönetiminin bilgisi dışında olduğuna dair bir delil, Başkan Bushun sürçülisan ederek Haçlı savaşından bahsetmesiydi. Muhtemelen ABD yönetimi de kullanılıyordu.
Fakat harikalar çağında yaşıyoruz, insanlarda körü körüne inanma artık yerini araştırma eğilimlerine bıraktı. Tüm bu olumsuz telkinlere şüphe ile yaklaşanlar, söylenenlerin doğru olup olmadığını araştırmaya başladılar. İslam ile terörü ayrıştırmak gerektiği tezi Batı da güçlenmeye başladı.
Propagandanın Başarısı
Yapılacak propaganda hangi tür olursa olsun, üç unsur başarısını çok etkiler.
1-Propaganda yapanın yeteneği,
2-Psikolojik etüdün iyi yapılması,
3-Propagandayı kabul edecek toplumun özellikleri.
Propagandayı yapan kişi; usta, enerjik, sistematik çalışabilen biri olmalıdır. Propagandayı devamlı ve metodolojik biçimde uygulayacak beceri ve birikime sahip olmalıdır. Yanlış yapılan propaganda, yapanın eline ayağına dolaşır. Yapılan propagandaya kapılmak veya kapılmamak muhatabın bilgisine, bilinçli ve sorgulayıcı yaklaşımına aynı zamanda kültürel seviyesine bağlıdır.
Yalan ve paranın öncelikli ve önemli bir değer olduğu günümüz dünyasında, insanlar arasında güven bağı zayıfladı. Herkes her şeyi sorgulamaya başladı. Komplo teorileri artık kahvelerde bile konuşuluyor. Böyle ortamlarda propaganda antagonist yani ters yapılır. Komplo teorisi heveslilerinin hoşuna gidecek senaryolar servise sunulur. Ben akıllıyım propagandaya kanmam diyenler daha büyük risk altındadır. Her gün TV karşısında yeni haber bekleyen ve arzulayan kitleler, propangandistler için iyi birer avdır.
Propagandadan korunmak için atasözü bile geliştirilmiştir. Atalarımız; ' Duyduğuna inanma, gördüğünün yarısına inan demişlerdir. İnsan, duyduğu bilgiyi sorgulayabiliyor olaylara farklı açılardan bakabiliyorsa korkmasın. İdeolojik kutuplaşmanın ötesinde araştırmacılık ve gözlemcilik yeteneğini geliştirebilen bireye, hiçbir propaganda etki etmez. Kara propagandanın etkili olabilmesi için özellikle gizli olması gerekiyor. İletişim çağında yapılan hileler deşifre edildikçe oyunlar kolay bozulabilir hale gelecektir.
Psikolojik Etüt: Karşı tarafın psikolojik zayıflıklarının ve güçlü taraflarının iyi analiz edilmesidir. İstismar edilmeye müsait fiil ve potansiyelleri belirlemek psikososyo kültürel bir bakış gerektirir. Psikolojik zayıflıklar, fiilen ve potansiyel olarak var olan zayıflıklar belirlenir. Öncelikler tayin edilir. Karşı propagandaya verilebilecek cevaplar düşünülür ve uygun zaman ve ortamda eyleme geçilir.
Propagandanın kullanılışı bakımından türleri:
1.Stratejik propaganda.
2.Taktik propaganda.
3.İşgal propagandası.
4.Karşı propaganda.
Stratejik Propaganda (Beyin Yıkama)
Uzun vadeli, kıtalar arası bir propaganda türüdür. Propagandaya çok erken başlanmalıdır ve hiç aralık vermeden devam etmelidir. Yarının savaşına hazırlık için yapılır. Zihin ve hafıza konularının inceliklerinden faydalanır. İyi bir konu seçip, onu çekici hale getirip, ısrarla tekrar etmek anlamına gelir. Bir tür beyin yıkama yöntemidir. Halk kitlelerinin daima, inanma isteklerine ve ihtiyaçlarına hitap eder.
Taktik Propaganda
Stratejik propagandanın küçük çapta tekrarı, uygulaması ve tamamlayıcısıdır. Kısa vadeli sonuçlar için uygulanır. Düşmanın geçmiş yenilgileri, hataları, silah -malzeme eksiklikleri propaganda için kullanılır. Cephedeki askerler hedef alınır ve cephe gerisinden gelen kötü haberler yaygın şekilde kullanılır. Muharebeye zorla sokulan ırk ve azınlıklar hedef seçilir. Mamafih Amerika iç harbinde İngilizlerin kendi askerini öldürmemek için tuttukları paralı askerlere daha rahat imkânlar vaat edilmiş ve savaşın sonucu bu şekilde değişmiştir. Tespit edilen bir zafiyet sürekli yapılan hücumlarla genişletilir. Tıpkı kaledeki gediğin sürekli dövülerek surun yıkılması gibi aynı zaafa hücum edilir.
Hedefleri
a)Düşmanın moralini bozmak.
b)Liderlerine güvenini sarsmak.
c)İçlerine korku salmak. Timur, ordusunun önünde dev filleri yürüterek güçlü, yenilmez olduğu mesajını vermeye çalışıyordu.
d)Gerektiğinde karşı tarafa kendilerine sığınabilecekleri duygusu uyandırmak. Timur, Cengiz yanlarında Müslüman ulemadan önemli kişileri taşıyarak halkta Cengiz e itaat edersek merhametli davranır, yanında bizden biri var “ inancını uyandırıyordu.
e)Savaş bandosu ve mehter müziğinin, düşmanda korku duygusu, dostta heyecan uyandırıcı olması taktik bir propaganda vasıtasıdır.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan/Üsküdar Üniversitesi
Akademi/Adıyaman Üniversitesi Dergisi
Yıl:6/Sayı:15/Ağustos 2017
S:52-64
Kaynakça:
Akay, Emrah. Kapitalizmin Son Oyunu Algı Yönetimi, Köklü Değişim, Haziran 2014, Sayı 117 Saydam, Ali. Algılama Yönetimi, Rota Yayınları, İstanbul2005 Tarhan, Nevzat. Psikolojik Savaş, Gri Propaganda, Timaş, İstanbul 2002 Tarhan, Nevzat. Asimetrik Savaş, Politik Psikoloji, Timaş. İstanbul 2010
Us Department Of Defense, Military Dictionary, Washington D.C. 1.02, 17 Mart 2010, Web Site
Okunma : 19315