Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘ÖĞ-DER 8. Eğitim Kampı’ programına konuşmacı olarak katıldı. Nevşehir- Kozaklı DİVAİSİB otelinde yüz yüze gerçekleştirilen eğitim kampına Zoom uygulaması üzerinden çevrimiçi katılan Prof. Dr. Nevzat Tarhan ‘Ahlakın Eğitime ve Başarıya Etkisi’ konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ahlaki ve manevi değerlerin her iki dünyada da başarıyı kazandırdığını dile getiren Tarhan; “Soyut değerlere göre düşünmek ortalama bir insanda olması gerekendir. Şu anda bu bile zayıfladı. Materyalizm küresel ideoloji oldu. Çıkar peşinde koşmak en büyük amaç oldu. Haz peşinde ve hız çağında bizi bekleyen tehlike şu anda politik tehlikeler değil. Tamamen iki dünyayı da mahveden şeyler. Akıllı bir insan ölümden sonrasına da yatırım yapan insandır. Sadece dünyasal düşünen insana akıllı diyemeyiz.” dedi.
“Klasik metodoloji işe yaramıyor”
Ahlaki ve manevi değerlerin topluma kazandırılmasında kullanılan yöntemlere dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “2015’te Harvard Üniversitesi Pozitif Psikolojiyi ders olarak koydu. Dersin içeriğine bakarsanız merhametlilik, yardımseverlik, uzlaşmacılık, şükran duygusu ve minnettarlık gibi eğitim var. Modüllerle bunlar öğretiliyor. Merhametlilik öğretiliyor bunları öğretiyor. 2015’te Harvard Üniversitesi bu dersi müfredatına koydu. 2018’de Yale Üniversitesi, 2019’da İngiltere’deki Bristol Üniversitesi koydu. Bristol Üniversitesinin internette şöyle bir manşeti var. Manşeti şöyle ‘Bu İntihar Salgınına Karşı Mutluluk Bilimi’ diye sunuyor. Yale Üniversitesi de 2021’in mart ayında ‘İyilik Bilimi’ diye Pozitif Psikoloji dersini halka açıyor. Kısa sürede 3,5 milyon kişi kayıt yapınca The New York Times bu durumu internette görülebilir bir haber yapıyor. Ben bunu fark ettiğim zaman işte 2012’lerde o kitap çalışmalarım olmuştu. Aynı tarihlerde Pozitif Psikoloji kitabını Türkiye’de ilk defa biz dile getirdik. Şu anda onunla ilgili bir ders kitabı çalışmamız var. Şu anda editörde işi bitmek üzere. Yani bütün bu çalışmalar sırf çocuklara ahlaki ve manevi değerleri bilimsel bir metodolojiyle öğretmek için. Klasik metodoloji işe yaramıyor. Damardan verilecek ilacı ağızdan verirseniz boşa gider. Damardan vermek gerekiyor. Bunun gibi yani bunu doğru yöntemlerle doğru dozda ve doğru biçimde vermek gerekiyor.” dedi.
“Ahlaki yoksunluğun kötü sonuçları küresel olarak gözüküyor”
İnsanlardaki ahlaki yozlaşmanın nedenlerini örnekleri ile açıklayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Şu anda küresel olarak ahlaki ve manevi değerlerle ilgili ciddi bir boşluk var. Batı medeniyeti krizde. Krizin sebebi de hedonizm ahlakının orada olması. Zevkçilik ahlakının yaşam felsefesi olarak kabul etmeleri. İnsanlara hayatta zevk peşinde koşmayı ego ideali haline getirmeleri. Zevkçilik ahlakı ‘hayatın amacı zevk peşinde koşmaktır’ diye sunuyor. Anlam peşinde koşmak değil, gereksiz diyor. Hatta mesela bazı ünlü psikiyatristler Albert Camus, Jean-Paul Sartre gibi fütürizmi savunuyorlar. ‘Anlama ya da anlam aramaya karşı mücadele etmekte bir anlamdır ben anlamsızlık mücadelesi veriyorum’ diye anarşizm doktrini yapıyorlar böyle durumlarda. Mesela meşhur batı filozoflarından Nietzsche ‘alçak gönüllülük, tevazu işletme maliyetini arttırır’ diyor. Yardımlaşma, sadaka ve doğu kültürü ile dalga geçiyor. ‘Sadaka kültürü işletme maliyetini arttırır, yardım etmek ne demek güçlü olan ayakta kalsın, güçsüz olan ölsün gitsin’ diyen kapitalizmin teorisyenleri oluyorlar bunlar. Böyle olunca da bunun kötü sonuçları gözükmeye başladı. Yani ahlaki yoksunluğun kötü sonuçları küresel olarak gözüküyor. Türkiye’de de gözüküyor. Bu şiddet olayları niye artıyor? Aile içi şiddet niye artıyor? Yani şu anda mesela sağlıkta şiddet niye artıyor? En kuvvetli yasalar çıktı. İki misli arttırıldı. Hatta ceza hukukunun temel prensiplerine aykırı derecede cezalar veriliyor ama sağlıkta şiddete yine azalmadı. Bütün şeylerde böyle. 6284 yasa var. Kadına yönelik şiddetle ilgili ceza hukukunu zorlayan maddeler var orada. Kadının beyanı yeter diyen maddeler var. Ufacık bir şüpheyle insanlar hemen tutuklanmaya başladı. Buna rağmen baktık ki yine azalmıyor. Demek ki onlar palyatif tedbirler. Yani onlar pansuman tedbirler. Pansumanla sen yarayı tedavi edemezsin. Yarayı tedavi etmek için daha cerrahi derin müdahaleler lazım. O cerrahi müdahalede ahlaki ve manevi değerlerin insanlara, yeni nesillere öğretilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Gençlerin dilini anlamazsak onlara bu ahlaki ve manevi değerleri öğretemeyiz”
Z kuşağının edindiği yaşam felsefesinin kurulan iletişimdeki önemini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Türkiye’deki eğitim sisteminin zeki ve başarılı insan kazandırma derdi var. İyi insan kazandırma derdi yok. Zeki ve başarılı bilgisayar mühendisi yetiştiriyoruz gidiyor hacker oluyor. İyi ve başarılı kimya mühendisi yetiştiriyoruz. Zeki ve başarılı kimya mühendisleri ama adam Türkiye’yi terk ediyor. Şu anda HAVELSAN, ASELSAN, ROKETSAN’ da o yetişmiş mühendisler hep batıya gidiyorlar. Niye gidiyorlar? Bütün yazılımcıları kapıyor dünya şu an. Peki biz? Gitmişiz yazılımcı yetiştirmek yerine bilgisayar dağıtmışız insanlara. Yanlış politikalar bunlar. Özeleştiri yapabilmemiz lazım. Hiç olmazsa bundan sonra yapalım çünkü müthiş bir genç var bizde. Potansiyeli olan bir gençlik var. Z kuşağı genç dijital bir nesil. Bu büyük bir şey. Şu anda bizim için bu nesil bir şans. İyi çocuklar bunlar. Dijital nesil yeniliğe açık. Yani bizim kuşaklar gibi kötülüğe, kötülük yapmamaya göre yaşam felsefelerini oluşturmuyorlar. Onlar için masumiyet daha önemli. Masumiyet. Bu küresel olan bir şey. Yeşil daha önemli onlar için. Gençlerin dilini anlamazsak onlara bu ahlaki ve manevi değerleri öğretemeyiz.” dedi.
“Yeni nesil söze bakmıyor, öze bakıyor”
Rol modellerin çocuklar üzerindeki etkisine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ahlak ve maneviyat eğitiminde rol model çok önemli. Rol modeller eğer iyi değilse o eğitim olmuyor. Adamın birisi az konuşmanın faziletlerine dair çocuğuyla 3 saat konuşmuş. Yani az konuşmanın faziletlerine dair 3 saat konuşursan çocuk ‘ya baba sen zaten az konuşamıyorsun ki bana diyorsun’ deyip başına kakıverir. Şu andaki nesil ‘o senin zamanında öyleymiş’ deyiveriyor hemen. Onun için sözünde duran, yalan söylemeyen, iyi örnek olan yani Resulullah’ın (s.a.v) Asr-ı Saadette başarılı olmasının en büyük sebebi onun kâmil bir insan olarak rol model olmasıdır. İnsanları öyle etkilemiş. Hiçbir davranışıyla hiçbir sözü birbiriyle çelişmemiş. Eminlik vasfıyla ortaya çıkmış. Biz bu eminlik vasfıyla şu anda ortaya çıkmazsak saatlerce ahlak, ahlak diyelim hiç. Bir kulaktan girer, bir kulaktan çıkar. Bu yeni nesil söze bakmıyor, öze bakıyor. Öz, söz, yüz birleşmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Aile zayıfladığı zaman ahlak ve maneviyatta zayıflıyor”
Ahlaki ve manevi değerlerin doğuştan gelmediğini sonradan kazanılan bir öğrenim olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ailenin bu konu üzerindeki etkilerinden bahsetti. Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ahlakın temelini tek bir kelimede toplarsak empati yoksunluğu diyebiliriz. Empati nedir? Peygamber ahlakında da öğretildi. Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma. Bir insan mümin başka bir mümini kendinden çok sevmezse gerçek mümin olamaz diyor. Bu ne demek? Kendine ve yakınlarını sevdiğin kadar sevmeye çalış demek. Çok zor bir şey ama gerçek mümin olmak içinde bunu yapacaksın. Bunu yapamadığın anda soyut değerler doğuştan gelmiyor. Sonradan öğreniliyor. Soyut değerler liberalizm kurulurken ‘piyasanın ahlaka ihtiyacı yoktur’ dendi. Kapitalistle piyasanın ahlaka ihtiyacı yoktur. Görünmeyen bir el vardır o el ahlakı kendiliğinden sağlıyor. Genetik olarak var deniyor ama yok maalesef öğretiliyor. Çocuk doğduğu zaman toplumda ahlaki, manevi değerleri genetik olarak öğreniyor. Aile zayıfladığı zaman ahlak ve maneviyatta zayıflıyor. Aile içinde görüyor çocuk sözünde durmayı, yalan söylememeyi. En küçük sosyal birim ailedir. Sosyal birimleri dağıttığımız zaman zaten bu birimleri sokak öğretemiyor. Artık sokak da yok zaten TV ve bilgisayar evin açık kapısı olmuş. Bütün bilgiler oradan. Şu an ev bile mahremiyetini kaybetmiş. Böyle bir durumda ahlak ve manevi durumları gerçekleştirmek için özel bir proje olmalı.” dedi.
“Yeni kuşağın anlam ve amaç ihtiyacı çok büyük”
Özgürlük kavramına dair değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Soyut değerlere göre düşünmek ortalama bir insanda olması gerekendir. Şu anda bu bile zayıfladı. Materyalizm küresel ideoloji oldu. Çıkar peşinde koşmak en büyük amaç oldu. Haz peşinde ve hız çağında bizi bekleyen tehlike şu anda politik tehlikeler değil. Tamamen iki dünyayı da mahveden şeyler. Akıllı bir insan ölümden sonrasına da yatırım yapan insandır. Sadece dünyasal düşünen insana akıllı diyemeyiz. Uzun vadede stratejisi vardır geleceği göz önüne alır. Yüksek değerlere göre düşünürken akça olmayı dikkate alır. Merhamet ve saygı gibi değerleri benimser. İçgüdülerine direnç gösterir. Asıl özgürlük canının istediğini yapmak değil asıl özgürlük içgüdülerine direnç göstermek. Nefis terbiyesi diye bir insanın arzularına dürtülerine hayır diyebilmesi. Nefis denilen vahşi bir at var. Terbiye ederken bizi amacına götürüyor. Onu öldürürsek de kalıcı olmuyor. Terbiye edelim amacına hizmet ettirelim. Joker olmakla nefis terbiyesinin çok farkı yok. Sadece amaç vermek gerekiyor. Yeni kuşağın anlam ve amaç ihtiyacı çok büyük.” şeklinde konuştu.
Okunma : 2783
ÜHA