Filistin’de aylardır devam eden zulmün psikolojik ve sosyolojik etkileri hakkında merak edilenleri Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Haber 7’ye anlattı.
Filistin’de aylardır süren vahşet yaşanırken insanlık da büyük bir sınav veriyor. Birçok savaş suçunun işlendiği, insanlık haklarının yok sayıldığı bu dönemde bölge halkının psikolojik ve sosyolojik olarak nasıl etkilendiğini Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan cevapladı.
Filistin’de psikolojik ve sosyolojik durum hakkında önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu soykırımın dünya genelinde soru işaretlerine neden olduğuna dikkat çekerek “Filistin halkının böyle bir canlı soykırıma tepkisi, bütün dünyanın ezberini bozdu. Hem İslam dünyasının hem bütün küresel sistemin hem de siyasetin ezberini bozdu. Toplumları da şaşırttı. Küresel vicdanı harekete geçirici bir etki de yaptı. Oradaki 2 milyon civarındaki Gazzeli mağdur ve mazlum kişiler, 8 milyar insanlığın kafasında birçok soru işareti uyandırdı.” dedi.
Küresel Siyasette Çifte Standart
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Gazze’de yaşanan vahşetin İslamofobiyi alt üst ettiğine değinerek “Dünya kamuoyu etkisi iki türlü; bir küresel siyasetin tepkisi, iki toplumun etkisi. Küresel siyasetin tepkisi tam çifte standart oldu. İnsan haklarıyla ilgili mangalda kül bırakmayan küresel siyaset, böyle bir durumda küme düştü diyebiliriz. Ciddi bir şekilde insanlığı hayal kırıklığına uğrattı.” ifadelerini kullandı.
Her savaşta yüzde 3-5 oranında sivil ölümü görüldüğünü söyleyen Tarhan, Gazze’de ise bu oranın yüzde 80-90 civarı olduğunu belirtti. Yaşanan vahşete sessiz kalınmasına karşılık olarak Dante'nin “Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır” sözüne yer verdi. Bu olaylarda ailelere düşen rolün önemine değinen Tarhan, “Her ailenin kendi çocuğuna zalimliğin, canlı bir soykırımın, empatisizliğin, mağdur ve mazlum insanlara böyle acımasız davranmanın ne kadar kötü olduğunu ve kötülüğün sıradanlığını anlatmaları için bir fırsat.” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hitlerin Alman halkını nasıl ikna ettiği araştırılırken kötülüğün sıradanlığı kavramı geliştiriliyor. İnsanlar kötülüğü bir müddet sonra normalleştiriyor ve yapmaya başlıyorlar.” sözleriyle kötülüğün normalleşmesine dikkat çekti. Tarhan, Vietnam Savaşı boyunca bir Amerikan vatandaşın Beyaz Saray'ın önünde her gün tek bir mum yakarak protestoda bulunduğu hikâyeyi anlattı. Hikâyeye göre; gazeteciler bu kişiye neden mum yaktığını sorduğunda “Kötülük beni değiştirmesin” cevabını alıyorlar. Tarhan, bu olaya atıf yaparak “En azından bir mum yakılabilir, bir tepki verilebilir.” dedi.
İnsan Olanla Olmayanın Savaşı
Dünyada üniversite gençlerinin iyi bir örnek olduğuna işaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu savaşın hilal ve haç savaşı olmadığını dile getirerek “İnsan olanla olmayanın savaşı, bu nedenle bu savaşı yanlış bir şekilde yorumlayarak politize etmek isteyenlerin oyununa gelmemek gerekiyor. Bu insanlığa karşı açılmış bir savaştır.” şeklinde konuştu.
Öğrenilmiş çaresizlik konusuna değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sorgulayıcı ve farklı bakış açısına sahip kişilerin ümitsizliğe düşmediğini ve böylelikle çıkış yolu bulabildiklerini aktardı. “Bir şey zorsa yapılabilir, imkânsızsa zaman alır.” sözleriyle aktif sabıra dikkat çeken Tarhan, sosyolojik değişimler olacağını kaydetti.
Okunma : 829
ÜHA