Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan Yeni Meram’da bu hafta kişinin amacının yaşamda neleri etkilediğine ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Tarhan yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hayatı anlamlı ve değerli kılan, yaşama dair amaçlarımızdır… Kişi mutlaka ne yapacağını bilmeli, bir plan dahilinde hareket etmeli. Çocuklarımıza ise mutlaka plan yapmayı öğretmeli… Bir insanın kendi gemisinin kaptanı olması gerekirken bunu öğretmeli ve öğrenmeliyiz. Amaçlı yaşamak bir manada anlamlı yaşamaktır. Doğru hayaller kuracağız, doğru amaçlar edineceğiz. Bunun için de yüksek amaçlar belirleyeceğiz. İnsanın amacı ne ise insan da odur…
Şimdi dünya için zorlu geçen 2020’yi geride bırakıp, yeni yıla ümitle bakma vakti…
Stresle başa çıkmak için mola verilmeli…
Dünya için, ülkemiz için zorlu bir yılı geride bırakırken 2021 yılında “Dur-düşün-yeniden başla” ilkesi ile hareket etmemiz gerekiyor. İnsanın bazen hayatta birikmiş stresi alıp, mola verip yeniden yapılandırması lazım. Kişi eğer bunu yapamazsa o günü taşıyamaz. O günü taşıyamazsa, yarını da kaçırır, ertesi günü de kaçırır. Geçmişi de çözemez. Depresif kişilerde en çok rastladığımız ya da takıntılı kişilerde en çok rastladığımız durum sorunlara odaklanmakta zorluk çekmeleri ve somut bir adım atmamalarıdır. Hep 2020 niye böyle oldu, neden oldu deyip de 2020’yi düşman edip bunu kötülemek yerine bunu alıp kabullenmek ve bunu yönetmemiz lazım.
Sorunlar düşman değil, engel gibi görülmeli
Bu yöntem, şu anda üçüncü dalga psikoterapi olarak kullanılan terapi tekniklerinden biri. Kişinin yaşadığı sorunları, travmaları yok etmek, düşman gibi görmek psikoterapide eski yaklaşımdı. Bu halk arasında da kötü örnek oldu. Bu sorunları düşman gibi görme yaklaşımıdır. Bu yaklaşım şu anda üçüncü dalga psikoterapilerde değişti. Sorunları düşman gibi görmeyeceğiz, sorunları aşmamız gereken bir engel olarak göreceğiz. Bunu nasıl aşarız? Bu madem önümüze geldi bunu kabullenelim benim bununla uğraştığım zamanları nasıl kazanıma dönüştürürüm diye kişinin düşünmesi gerekiyor.
Kriz hem tehlike hem fırsat içerir
Çince’de ‘kriz’ kelimesi, tehlike ve fırsat sembollerinden oluşur. Biz bir kriz anında tehlikeye odaklanırsak ne olur? Huzurumuz kaçar, ruh sağlığımız bozulur. Enerjimiz ve zamanımız boşa gider. O halde biz bu krizi kabul edeceğiz, tehlike boyutu için gerekli önlemleri alacağız ama onun kazanım, fırsat boyutunda neler olduğuna neler kazandırdığına da odaklanacağız. Bu durumda kriz bizi geliştirir çünkü İngilizcede bir söz vardır: Ağrı yoksa kazanç yoktur diyor. Bizde de ‘Zahmetsiz rahmet olmaz’ derler. Acılar, büyümenin bir parçasıdır. Gelişmenin bir parçasıdır. Böyle gördüğümüz zaman o acıyı düşman gibi görmediğimiz için ruh sağlığımızı koruyarak hem de daha güçlü olarak mücadelemizi sürdürmüş oluruz. 2021’i de insanlık tarihinde böyle karşılamamız gerekiyor.
Kayıpları düşünmek yerine kazanımlara odaklanılmalı
İnsanda var olan tahammül gücü çok önemli bir kavram. 2020 yılı bir bakıma bireysel anlamda dayanıklılık eğitimi oldu. Pandemide bütün aile sofra başına oturma imkânı doğurdu. Bu fırsatı değerlendirsinler. Özellikle çocuklar için ailedeki o ortamı güzel hale getirmek için bir fırsata dönüştürsünler. Bunun için biz bir iki sene bazı yaşam tarzımızı değiştirelim. Yeni duruma bu şekilde uyum sağlayalım. Bunu yapabilenler, bu pandemiyi ruhsal sağlığını bozmadan aşabilecekler. Yapamayanlar keşkelerle, acabalarla vakit geçirenler kaybedecek. Şu anda en büyük düşman pandemide keşke şöyle olsaydı, keşke hiç başımıza gelmeseydi diye yakınmacı bir yaklaşım. Bazı kişilerde şöyle bir yaklaşım vardır: Acaba ne olacak, acaba aşı bulunacak mı bütün gün bunu düşünür. Biz aşı uzmanı değiliz ki. Oturup da altmış dakikamızın elli dakikası aşıyı düşünürsek yapmamız gereken birçok işi kaybederiz. Kısaca neyi kaybettik yerine bize ne kazandırdı diye düşünmek önemli.
Amaç ve anlam; ikisi bir aradadır
Hayata dair amaçlar hayatı anlamlı hale getir. Amaçlı davranım şu anda modül haline getirildi. Yani bir kişinin sabah kalktığında günü planlaması gerekiyor. Amaç o açıdan çok önemli. Stratejik hedef olması lazımdır. Stratejik hedef olmadan kişinin amacı olmamış oluyor. Hedef, amaç, gaye hepsi aynı maksattır. Arapça’ da iktisat kelimesi maksat kökünden geliyor. İnsan para yönetimi yapabilmek istiyorsa, planlı bir bütçe yönetimi yapmak istiyorsa önce amacını belirlemelidir. Ondan sonra önemli önceliklerini belirleyecek. Önem ve öncelik sırasına göre işini planlayacak. Onun için stratejik hedef planları olur. Bu zaman yönetiminin bir parçasıdır. Amaç kelimesi genellikle anlamla birlikte oluyor. Amaç ve anlam ikisi bir aradadır. Zaten bir anlam varsa amaç oluyordur. Bir insan anlam arayışı içinde olursa muhakkak ‘Hayatıma anlam katacak bir amacım olmalı’ diye düşünür.
Geminin bir hedefi mutlaka olmalı
Batı’da şu anda gençlere, anlamlı bir hedefleri olmadığı gerekçesiyle yürüyüşler düzenleniyor. Protesto yürüyüşleri sistemi protesto ediyorlar. Diyorlar ki ‘Uğrunda kürek çekecek bir anlam vermediniz.’ Şu andaki gence amaç vermediğiniz zaman ne oluyor? Genç günlük olaylar, oyunlar, bilgisayarlar, akıllı telefonlara kendilerini kaptırıp gidiyor. Pusulası, amacı olan bir gemi rüzgârları enerji olarak kullanır. Eğer amacı, pusulası yoksa rüzgârlar onu istediği yere sürükler.
Ne yapacağımızı bilmeliyiz…
Mutlaka ne yapacağımızı bilmeliyiz, bir plan dahilinde hareket etmeliyiz. Kişi günü planlayacak, geleceği planlayacak. Çocuklara bunu öğretmemiz gerekiyor. Bir insanın kendi gemisinin kaptanı olması gerekiyor. Kendi gemisinin kaptanı olmak için de önce hedefinin, planının olması gerekiyor. Amaçlı yaşamak aslında anlamlı yaşamaktır. Anlam arayışı da sadece insanda vardır. Hayvanların genetik yapısını veya davranışlarını inceleyin. Yemek, içmek, üremekten başka amaç yoktur onlarda. İnsanın hayvandan bir farkı var, insan soyut düşünebilme kabiliyetine sahiptir. Hayvan sadece somut düşünüyor. Bazı fizyolojik ihtiyaçlarını karşılıyor ama insanın psikolojik ihtiyaçları vardır. Amaç arayışı, anlam arayışı vardır insanda. Bunun içinde muhakkak o anlam arayışı içinde insana annenin babanın çocuğa verebileceği en önemli şey hayatta uğrunda yorulacak, çalışacak bir amaç belirlemektir. Mesela hayatın sonuna geldiği zaman nasıl bir insan olmak istiyor, nasıl anılmak istiyorsun? Hayattan nasıl bir iz bırakarak geçmek istiyorsun? Sadece yemek, içmek, üremek, kendi çıkarı için çalışan bir insan mı olacaksın yoksa erdemli biri olarak mı hatırlanmak istersin?
Evde duygu yatırımı nereye yapılıyor?
Evde duygu yatırımı neye yapılıyorsa kişinin amacı ve kutsalı odur. Kalbimizde en tepede ne varsa aslında amacımız odur. Bir ailede evde en çok neye önem veriliyorsa para mı, şöhret mi, makam mı, servet mi neyse evin kutsalı odur. Ona tapılıyordur, amaç odur. Onun için evde duygusal yatırımımızı en çok neye yaptıysak bizim amacımız, kutsalımız odur. Buna dikkat edilmesi gerekiyor.
Amacı olanın satın alma davranışı bile değişiyor…
Yüksek fikirleri, yüksek değerleri olan kişiler ancak çağı yakalayabilecek kişiler olacaktır. O da yüksek değerli kişiler olacaktır. Sadece kendi çıkarını düşünen değil aynı zamanda ailesinin çıkarını düşünen, vatanının çıkarını düşünen, insanlığın çıkarını düşünen, varoluşu düşünen insanlar olursa ideal insan olur. İnsanlık hayal kurar. Doğru hayaller kuracağız, doğru amaçlar edineceğiz ve bunun için yüksek amaçlarımızın olması lazım. Amacı olan bir kimsenin satın alma davranışı bile değişiyor. Somut amaçlar değil, yüksek idealler, yüksek amaçlar onun için ego idealimiz nedir bunu soralım kendimize. Benlik amacımız ne? İnsanın amacı ne ise insan odur.”
Okunma : 4127
ÜHA