Bu yıl 10. kez düzenlenen Uluslararası İletişim Günleri Üsküdar Üniversitesi ev sahipliği ve organizasyonuyla başladı. ‘Dijital Kapitalizm ve İletişim’ ana temasıyla gerçekleşen sempozyumda açılış konuşması yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Toplumlarda orta çağdan beri korku kültürü hakim. Kapitalist sistemde korku unsuru teknoloji oldu. Emperyalizm ve antiemperyalizm mücadelesi devam edecektir ve bunun yeni versiyonu dijitalleşmedir.” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Nazife Güngör ise, “İnsanlık teknolojik olarak gelişiyor, çok büyük ataklar yapıyoruz. Ama bu gerçek anlamda büyük bir gelişme midir, yoksa bir yerlerde bir şeyleri eksik mi yapıyoruz?” diyerek insanın teknolojiyi nerede konumlandırdığına dikkat çekti ve sempozyum boyunca katılımcı akademiyenlerin bu yönde sorgulama yapacağına işaret etti.
Emperyalizm ve antiemperyalizm mücadelesinin yeni versiyonu: “Dijitalleşme”
10. Uluslararası İletişim Günleri Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde başladı. ‘Dijital Kapitalizm ve İletişim’ ana teması kapsamında 3 gün sürecek sempozyum boyunca yüzyüze ve online olmak üzere toplam 56 oturum gerçekleştirilecek. Sempozyumda ulusal ve uluslararası üniversitelerden alanında uzman konuşmacılar yer alıyor.
Prof. Dr. Süleyman İrvan: “Hayatımızın büyük bölümünü dijital mecralarda geçiriyoruz”
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Bizler hayatımızın büyük bölümünü dijital mecralarda geçiriyoruz. Derslerimizi dijital mecralardan yapıyoruz. Hatta bu sempozyumun bir kısmı da dijital olarak gerçekleştirilecek.” diyerek başladığı açılış konuşmasında, on yıldır düzenlenen Uluslararası İletişim Günleri sempozyumlarında dijitalleşmeye farklı açılardan bakılarak döneme uygun temalarla başlıklandırıldığını ve her yıl çok önemli bildiriler yayınlandığını söyledi. Bu yılın temasının ise “Dijital Kapitalizm ve İletişim” olarak belirlendiğini söyleyen İrvan üç gün sürecek sempozyumda 56 oturumda 253 bildiri sunulacağını ve son gün yapılacak yuvarlak masa oturumunda medyanın geleceğini tartışacaklarını belirterek genel program hakkında bilgi verdi.
Prof. Dr. Nazife Güngör: “İnsan teknolojiyi yönetiyor mu, teknolojinin yönetimi altına mı giriyor?”
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör ise konuşmasına farklı üniveristelerden gelen uzmanlara teşekkür ederek başladı. Bu yıl 10’uncusu düzenlenen sempozyumun tüm Türkiye’ye mâl olduğunu söyleyen Güngör, “Uluslararası konuklarımızla da tüm dünyaya mâl olması için gayretlerimiz devam ediyor.” açıklamasında bulundu.
“Bu yıl dijital kapitalizm vurgusunu özellikle yaptık.” diyen Prof. Dr. Nazife Güngör bunun sebebini sempozyumda cevap bulacak şu soruları dile getirerek açıkladı: “İnsanlık teknolojik olarak gelişiyor, çok büyük ataklar yapıyoruz. Ama bu gerçek anlamda büyük bir gelişme midir, yoksa bir yerlerde bir şeyleri eksik mi yapıyoruz? Acaba biz teknolojiyi hangi anlamda hayatımıza entegre ediyoruz? Gündelik yaşam
pratiklerimizin neresine koyuyoruz? İnsan kendi üretimi olan teknolojiyi yönetebiliyor mu, yoksa teknolojini yönetimi altına mı girmekte. Teknolojiyi araçsallaştıyor mu, yoksa kendisi teknolojinin aracı haline mi geliyor?”
Prof. Dr. Nazife Güngör: “Teknolojiyi ürettikçe sorgulamalıyız.”
İnsan zekasının pratiğe döküldüğüne ve yaratıcılığın bu pratik sonucu ortaya çıktığına dikkat çeken Güngör, “Önemli olan insanlığın, bütün bu süreçlerin öznesi olurken kendisini nesneleştirmemesi. İnsan ürettikçe özgürdür. Ancak kapitalist sistemin getirdikleri ve yapısı içerisinde ne yazık ki insan ürettikçe köleleştiriliyor, özgürlüğünden yoksun hale geliyor. O zaman teknolojiyi ürettikçe sorgulamalıyız, ortaya koyduğumuz her emeğin arkasında durmalıyız. Emeğimiz ve üretimimiz bizi özgürleştirmeli. Tersi oluyorsa bir problem var demektir. Bizim bu problem üzerinde durmamız gerekiyor. Bu sempozyum boyunca bütün bunları sorgulayacağız.” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Emperyalizm ve antiemperyalizm mücadelesinin yeni versiyonu dijitalleşme”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan açılış konuşmasında pandemi sürecinde bile aksamadan devam eden sempozyumun 10’uncusunu gereçekleştirmekten mutlu olduğunu dile getirdi. Her yıl toplumun ve bilimin ihtiyacını gözeterek konu belirlediklerine değinen Tarhan, “Toplumlarda orta çağdan beri korku kültürü hakim. Kapitalist sistemde korku unsuru teknoloji oldu. Teknolojiyle birlikte özgürleşme ve rekabet arttı ama insanın içindeki hakimiyet duygusu devam ediyor. Hitler bile elindeki teknolojiyi çok güzel kullanıyor, müthiş eserler ortaya çıkarıyor ama bunu kendi hakimiyet duygusunu tatmin etmek için kullanıyor. Korkuyla hakimiyet kurmaya çalışıyor ama tarihte hiçbir diktatör kendi kazandığını yememiştir. Tarihte hep özgürlük mücadelesi öne çıktı. Emperyalizm ve antiemperyalizm mücadelesi devam edecektir ve bunun yeni versiyonu dijitalleşmedir. Teknolojinin kendisi tarafsızdır. Teknoloji ve yapay zekayı iyiye ya da kötüye kullanmak bizim elimizdedir. Gençler ditital dünyanın yerlisi, biz göçmeni, sığınmacısıyız. Bu nedenle onlara çok iş düşüyor.” ifadelerini kullandı.
Kişi ne zaman öğrenmeyi bırakırsa o zaman yaşlanır
Teknolojinin tarafsız olduğuna ve kullanım amacına göre iyiye veya kötüye hizmet edeceğine vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “2018 yılında Davos’ta ‘yeni tanrı yapay zeka mı?’ konusu tartışılmıştı. ‘Dijital diktatörlüğe mi gidiyoruz? Biz özgür son nesil miyiz?’ gibi konular gündeme geldi. Demek ki köle efendi anlayışının yeni versiyonu dijitalleşmeyi kullanmakta. Teknoloji kullanırken teknolojinin nesnesi mi öznesi mi olacağız? Yapay zekayı kullanabilirsek, yeni teknolojiler üretebilirsek nesnesi değil öznesi olabiliriz. Biz geleneksel olarak düzenlediğimiz Bilim Fikir Festivali’nde 2013 yılından itibaren yapay zekayı gündemimize almış, yarışmamızın başlıklarına taşımıştık.” dedi ve sözlerine şunları ekledi: “Dünya Sağlık Örgütü’nün yaşlanma için şöyle bir tarifi var; ne zaman bir kimse öğrenmeyi bırakırsa, konfor alanı dışına çıkmamaya başlarsa, kendini sorgulamazsa, merak ve hayret duygusunu kullanmazsa o kişi yaşlanmaya başlamıştır. O nedenle öğrenme hayat boyu devam etmelidir.”
3 gün sürecek ve uluslalarası önemli isimlerin katılımıyla 56 oturumda 253 bildirinin sunulacağı sempozyuma Glasgow Üniversitesi Prof. Dr. Gillian Doyle, Zagreb Kalkınma ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Kültür ve İletişim Departmanı Kıdemli Araştırmacısı Dr. Paško Bilić, Urbana-Champaign Illinois Üniversitesi İletişim ve Bilgi Tarihçisi Prof. Dr. Dan Schiller, İstanbul Bilgi Üniversitesi Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu, Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, Annenberg İletişim Okulu’ndan Prof. Dr. Victor Pickard gibi isimler yer alıyor.
Okunma : 780
ÜHA