Tematik üniversitelerin kurulacağını ilk kez bir önceki YÖK Başkanımız Yusuf Ziya Özcan Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin bir bölümünün açılış töreninde açıklamıştı. Zannedersem üç yıl kadar oldu. Bu üniversitelerin özellikleri ve ne zaman açılacakları hakkında YÖK’ten bilgi talebinde bulunmuş fakat maalesef bir cevap alamamıştım. Çünkü o sıralar şimdi bitirmekte olduğum psikoloji yüksek lisans programı için geniş bir araştırma yapıyordum…
Üsküdar Üniversitesinin tematik özel bir üniversite olarak açılması ve bunun davranış bilimleri ana başlığında psikoloji, felsefe, genetik, bilgisayar gibi çok önemli bölümleri içermesi doğrusunu söylemek gerekirse beni ziyadesiyle heyecanlandırdı. Üç sene öncesi aklıma geldi. O zamanlar aradığım ve bulamadığım cevap Üsküdar Üniversitesi ile gün yüzüne çıktı. Şimdiki gençler çok şanslı…
Dikkatimi çeken en önemli konu yeni açılan bir üniversitenin aynı zamanda yüksek lisans ve doktora programlarını da açıyor olması. Bu durum beni ayrıca mutlu etti… Zira bir alanda bir üniversitenin yüksek lisans ve doktora programı açabilmesi için daha önceden lisans mezunları vermesi şartının olduğunu duymuştum. Geçmişteki bu kural şimdilerde yapılan yeni yönetmelik ve tüzüklerle değişti sanıyorum. Bu gelişme yüksek öğretim açısından çok önemli bir gelişmedir…
Neden önemli bir gelişmedir? Çünkü ülkemiz Üniversitelerinde pek çok alanda halen öğretim görevlisi, öğretim üyesi sayılarında ciddi bir eksiklik bulunmaktadır. Üsküdar Üniversitesi ve yeni açılan diğer Üniversitelerin bu eksikliği giderme noktasında çok önemli bir işlev göreceğini düşünüyorum. Bu kısır döngünün aşılması için beş on yıllık bir süreye ihtiyaç var. Tersine beyin göçünün hızlandırılmasıyla Türkiye’nin zaman kazanması mümkün… Bunun için gerekli çabalar gösteriliyor…
Üsküdar Üniversitesinin internet sitesine baktığımda beni heyecanlandıran ve oldukça mutlu eden bir eğitim mantığını görme fırsatı buldum. Kombine diğer disiplinlerle birlikte multidispliner hatta interdisipliner bir çalışma mantığını içeriyor… Bazı ifadeler var ki dikkati çekmemesi mümkün değil… Sağlıkta Avatar modelleme, düşünce teknolojisi laboratuarı, davranış genetiğinde özelleşmiş altyapı, beyin uyarım ve nöroteknoloji laboratuarı, mavi beyin projesi ve daha neler neler…
Ülkemiz Üniversiteler konusunda büyük bir hamle içinde… Özel üniversiteler çok güzel hizmet veriyorlar… İstanbul Arel Üniversitesi bunlardan birisidir… Yurt dışından beyin göçü önemli oranda geriye dönüş yolunda… Bilimde ilerleyip daha çok tez hazırlamak ve büyük buluşlara imza atmak zorundayız. Bilimde ilerlemek sanayi ve teknolojide ileri seviyelere çıkmak zaten yükselme trendine girmiş ülkemize daha büyük bir ivme kazandıracaktır. Üniversitelerimiz içinde en son bombayı Bahçe Şehir Üniversitesi patlattı ve Amerika Birleşik Devletlerinden Rum kökenli Türk vatandaşımız dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Kalangos’u öğretim üyeleri arasına kattı…
Amacım bir Üniversitenin tanıtımını yapmak değildir. Fakat bir hekim ve bu alanda bazı çalışmalar yapan bir vatandaş olarak gelişmelerden memnuniyetimi yazmak istedim… Özel sade yaşantısı ile ve yazdığı eserlerle pek çok kişi tarafından takdir edilen Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocamızın rektörü olduğu Üsküdar Üniversitesi’nin anladığım kadarıyla reklama ihtiyacı da yok… Şimdiden gelecek vaat eden Üniversitelerimizden… Başarılı olacağını ve ülkemizin ihtiyacı olan akademisyenlerin yetiştirilmesi konusunda büyük mesafeler alınmasında katkı sağlayacağına inanıyorum…
MORALHABER
Okunma : 7499