Adli bilimler öğrenci çalıştayı “Kampüste Bilim, Dünyada Adalet” temasıyla düzenlendi

Üsküdar Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Adli Bilimler ve Ceza Adaleti Kulübü tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığı ÜNİDES desteğiyle “Adli Bilimler Öğrenci Çalıştayı” düzenlendi. “Kampüste Bilim, Dünyada Adalet” ana temasıyla düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy gerçekleştirdi. Atasoy, adli bilimin yalnızca teknik bir alan değil insan hakları ve etik değerler açısından büyük bir sorumluluk taşıdığını vurgularken, çalıştayın gençler için bir vizyon paylaşımı ve toplumsal sorumluluğun inşası açısından önemine dikkat çekti. Programa mesajla katılan Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise adaletin bir değer olarak benimsenmediği toplumlarda güçlülerin zayıfları ezdiğini belirterek, bilim insanlarının bu noktadaki sorumluluğuna işaret etti.  

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans salonunda düzenlenen etkinliğe Rektör Yardımcısı, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Adli Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy başta olmak üzere fakülte ve bölüm akademisyenleri ile kulüp üyeleri katıldı. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Adalet değer olarak kabul edilmiyorsa güçlü zayıfı ezer”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kampüste Bilim, Dünyada Adalet” ana temasıyla düzenlenen Adli Bilimler Öğrenci Çalıştayına gönderdiği mesajla katıldı.

Tarhan’ın mesajı, Adli Bilimler ve Ceza Adaleti Kulübü Başkanı Sevim Turan tarafından okundu. İşte Tarhan’ın o mesajı; 

“Kampüste Bilim, Dünyada Adalet gibi çok iddialı ama aynı zamanda çok da haklı olan bir konu seçtiği ve etkinliği organize ettiği için düzenleme kuruluna teşekkür ederim. Bir gemi düşününüz. Denizin ortasında ilerliyor. Alt katlarda çalışanlar su gibi temel ihtiyaçları için yukarı çıkmak zorundalar. Yukarıda katlara çıkma ihtiyaçları karşılanmazsa gemiyi delip çare aramaya başlarlar ve gemi su alarak batma eğilimine girer. Dünya da böyle bir gemi gibidir. Güç ve zenginlik katmanları vardır. Alt katmanları yok sayma eğilimi üst katmanların zaafıdır. Bunun sonucunda servet düşmanlığı ve şiddet yol bulur. Eğer adalet değer olarak kabul edilmiyorsa güçlü zayıfı ezer. Kontrol sistemi oluşmadığı için herkes kaybeder.

Adalet anlayışı eşit hak ve fırsatlar demektir!

Bilimin sunduğu akademik özgürlük, etik tartışma kültürü, ifade özgürlüğü, eleştirel düşünce, farklıları veri olarak görme ve saygı gösterme, çatışma çözümü varsa çözüm üretilir. Adalet anlayışı eşit hak ve fırsatlar demektir. Gelir adaleti ve adil kaynak paylaşımında dengeye ancak gücün sınırlanması, cezasızlık algısının oluşmaması ile mümkündür. Bilim burada ne katkı sağlar? Gözlemler bilgi ve veri üretir, hipotez geliştirir, test eder ve çözüm seçenekleri sunar. İnsan onurunu koruyarak erişilebilir yollar sunar. 

Küresel adalet küresel kaynakların adil kullanımıyla yakından ilgili

Küresel adalet küresel kaynakların adil kullanımıyla yakından ilgilidir. Eğer üniversiteler ve bilim insanları güç karşısında susarlar ise bu utanç ve vebal onlara yeterlidir. Evrensel değerler olan yaşama hakkı, eğitim hakkı, adil yargılanma hakkı gibi temel insan haklarının Ortadoğu'da geçerli olmaması çok acıdır. Batı değerlerinin savunması gereken bilim insanlarının susması tarihsel bir yanılsamadır. Herkes zarar görecektir. Üsküdar Üniversitesi olarak Kazakistan Astana Gumilyov Avrasya Ulusal Üniversitesi ile birlikte Evrensel İnsani Değer ve Hakları Manifestosu'nu Mayıs 2024'te yayınladık. Şu ana kadar 392 bin imzaya ulaştı. Bu sesin duyurulmasına çok ihtiyaç vardır. Başarılı bir toplantı olmasını, adaletin küreselleşmesine hizmet etmesini diler, teşekkür ederim.” 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın bu mesajı programa katılanlar tarafından alkışlandı.

Prof. Dr. Sevil Atasoy: “Bu etkinlik bir vizyon paylaşmak için önemli bir fırsattır” 

Rektör Yardımcısı, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Adli Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Atasoy; “Kampüste Bilim, Dünyada Adalet temasıyla bir araya geldiğimiz bu anlamlı etkinlik yalnızca akademik bilgi paylaşımı için değil aynı zamanda bir vizyonu paylaşmak bir ideali büyütmek ve bilimin dönüştürücü gücünü hatırlamak için de önemli bir fırsattır. Adli bilim sadece laboratuvarlarda yapılan analizlerden, karmaşık cihazlardan ve istatistiksel modellerden ibaret değildir. Bu disiplin her şeyden önce insanlık adına gerçeğin peşinden gitmeyi, hakkaniyeti tesis etmeyi ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunmayı amaçlar. Her bir mikroskobik iz her bir DNA örneği ya da her bir dijital veri yalnızca teknik bir bulgu değil bir insan hikayesinin parçasıdır. Adli bilimi özel ve bir o kadar da sorumluluk gerektiren bir alan yapan da budur.

Bilimsel araştırma ve akademik üretim genellikle üniversitelerin korunaklı duvarları arkasında gerçekleşir. Ancak biz biliyoruz ki bilimin gerçek değeri toplum üzerindeki etkisiyle ölçülür. Kampüslerde şekillenen bilgi mahkeme salonlarında adaletin terazisini dengeleyebilir, yasama meclislerinde etkili politikaların temelini oluşturabilir, polis karakollarında daha etik uygulamaları teşvik edebilir. En önemlisi de vatandaşların hayatlarında güven, şeffaflık ve hak duygusunu güçlendirebilir.” dedi.

“Sizler yalnızca bilimin taşıyıcıları değil aynı zamanda etik ilkelerin de savunucularısınız”

Adli bilimin sistemsel adaletsizliğin aydınlatılmasında kritik bir rol oynadığını belirten Atasoy; “Bugün burada bulunan siz öğrenciler yalnızca bilimin taşıyıcıları değil aynı zamanda etik ilkelerin de savunucularısınız. Geliştireceğiniz analitik düşünme, nesnellik ve doğrulama alışkanlıkları yalnızca kariyerinize değil aynı zamanda toplumsal sorumluluğunuzun yerine getirilmesinde de yol gösterici olacaktır. Çünkü adli bilim sadece suçun değil aynı zamanda hatalı yargıların, ön yargıların ve sistemsel adaletsizliklerin de aydınlatılmasında kritik bir rol oynar. Kampüste ürettiğimiz bilginin adaletin hizmetine sunulması için cesaret, kararlılık ve derin bir toplumsal sorumluluk duygusu gerekir. Bugün burada öğrendikleriniz belki bir gün bir masumun özgürlüğüne kavuşmasını sağlayacak ya da karmaşık bir davada gerçeğin ortaya çıkmasına ışık tutacaktır. Bu nedenle mesleki bilgi kadar insan hakları, etik ilkeler ve eleştirel bakış açısı da adli bilimlerin temel araçları arasında yer alır.” şeklinde konuştu.

“Adli bilim, insana duyulan saygıdır”

Gerçek bir bilim insanının sorumluluk alması gerektiğini vurgulayan Atasoy; “Çalıştayımız sizlere yalnızca bilgi edinme değil aynı zamanda sorgulama, farklı perspektiflerle tanışma ve kendi yolculuğunuzu sorgulama fırsatı sunuyor. Her oturum her tartışma ve her soru adalete hizmet eden bir bilimin inşasında yeni bir tuğla olacaktır. Unutmayalım ki adli bilim yalnızca teknik bilgiye değil aynı zamanda vicdana, sorumluluğa ve insana duyulan saygıdır. Gerçek bir bilim insanı sadece bilimle uğraşan değil aynı zamanda hissedendir. Sadece sorgulayan değil aynı zamanda sorumluluk alan kişidir. Bu duygu ve düşüncelerle çalıştayın hepiniz için verimli, ufuk açıcı ve ilham verici geçmesini diliyor, bilimsel merakınızı, etik duruşunuzu ve adalet tutkunuzu her daim canlı tutmanızı temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı. 

Doç. Dr. Soner Kızıl: “Öğrencilerimizin bilim üretmeye olan tutkusu alanımıza yeni yollar açacaktır”

Adli Bilimler ve Ceza Adaleti Kulüp Danışmanı Doç. Dr. Soner Kızıl, çalıştay kapsamında konuştu. Kızıl; “Adli bilimlerin adaletin tesisi yolunda ne denli önemli bir rol üstlendiğinin farkındayız. Bugün burada genç bilim insanlarının bakış açılarıyla yoğrulmuş çalıştayla bir araya gelerek yalnızca akademik bir paylaşım değil aynı zamanda toplumsal sorumluluğun ve bilinçli yurttaşlığın da bir göstergesidir. Üniversitemizin bilimsel vizyonuna ve gençliğin enerjisine duyduğum güvenle bu çalıştayın çok değerli çıktılar doğuracağına hep birlikte inanıyoruz. Öğrencilerimizin bilim üretmeye, tartışmaya, sorgulamaya olan tutkusu yalnızca kendi gelişimlerine değil alanımıza da yeni yollar açacaktır. Bu etkinlik yalnızca bir bilgi paylaşım platformu değil aynı zamanda gençlerin düşüncelerini ifade edebildiği, fikir alışverişinde bulunabildiği ve bilimin toplumsal rolünü daha derinden kavrayabildiği çok kıymetli bir buluşmadır. Bugün burada konuşacak, sunumlar yapacak, sorular soracak öğrencilerimiz yalnızca bilimsel meraklarını değil aynı zamanda sorumluluk bilinciyle şekillenmiş bir gelecek vizyonunu da ortaya koyacaklardır.” ifadelerini kullandı. 

Sevim Turan: “Bu yolda attığımız her adımın iz bırakmasını temenni ediyoruz”

Üsküdar Üniversitesi Adli Bilimler ve Ceza Adaleti Kulüp Başkanı Sevim Turan, düzenlenen çalıştay kapsamında konuştu. Turan; “Bugün ‘Kampüste bilim, dünyada adalet.’ diyerek bir araya geldik. Bu başlık sadece bir temadan ibaret değil. Bizim taşıdığımız sorumluluğun, yürümeye çalıştığımız yolun ve inandığımız değerlerin de bir temsili ve ifadesi. Adalet bizim mesleki hedefimiz olduğu kadar insani duruşumuzun da temelidir. Ancak biliyoruz ki adalet yalnızca duygularla ya da varsayımlarla değil kanıtla, veriyle ve bilimsel yöntemlerle sağlanabilir. Biz de bu anlayışla adli bilimler çatısı altında büyüyor, gelişiyor ve sizlere katkı sunmaya çalışıyoruz. Bu çalıştay sadece bilgilerin aktarıldığı değil fikirlerin tartışıldığı, merakın teşvik edildiği, gençlerin söz sahibi olduğu bir alan olarak da tasarlandı. Biz bu etkinliği hazırlarken yalnızca bir organizasyon yapmadık. Birlikte düşündük, birlikte karar verdik, birlikte ürettik. Çünkü biliyoruz ki bilim de adalet de geleceğimiz de birlikte mümkün. Amacımız ve temennimiz yarınlara bugünden daha adil bir dünya bırakmak. Bu niyetle çıktığımız bu yolda attığımız her adımın iz bırakmasını temenni ediyoruz.” şeklinde konuştu. 

Konuşmaların ardından sunumlara geçildi

Av. Dr. Tanıl Başkan, “Adli Bilimler ve Hukuk”, Doç. Dr. Soner Kızıl, “Yeni Psikoaktif Maddeler”, Doç. Dr. Murat Nihan Arslan, “Otopsi ve Adli Bilimler” ve Uzm. Adli Ebe İnci Yağmur Tezbasan Arslan, “Cinsel Şiddet Suçlarında Delil Toplama Kitleri ve Uluslararası Standartlar” başlığında çalıştaya katkı sağladı. 

Öğrenci poster sunumları da yapıldı

Yapılan oylamalar sonucunda “Duvardaki Kan Lekelerinin Hidrojen Peroksit Kullanarak ve Saten Duvar Boyası ile Temizlenmesi Sonrasında DNA Geri Kazanımının Araştırılması” adlı projesiyle Didem Nur Gök birinci oldu. 

Program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.